Oysa sen nefesimi alıp giderken beraberinde…
Hergün biraz daha senden kalan
Büyük bir çığın esareti altında
Nefessiz kalıyorum
Hani giderken
Kendinle beraber
Işıltılı Bir Yanlızlık var
Köprüde Aşağı Bakan Kadının Gamzesinde
Ne Zaman O Gamzede Yalnızlık Görsem
Sen Gelirsin Sabahıma
Allı Pullu Sokaklarda
Çingene Kadının Baktığı Menekşe Olup Açıyorsun
Bugün bulutlar lüle lüle düşüyor günüşin saçlarından aşağıya
Bazen koyu bir hava esiyor
Yüreğimi kaplayan bulutların serinliğinden, ışıyan güneşin hoyrat güzelliğine...
Ağaçlar çırılçıplak bakıyorlar dalından tomurcuklanan pırtlak gözlü örtüsüne...
Deniz kıvrım kıvrım sürtünüyor gerdanından kumların gıdıklayan yüzüne...
Hoş bir soğukluk düşüyor rüzgarın epil epil kollarından badem gözlü dilberin saklı benine...
Bilirim ben
Yağmurlu,
Soğuk,
Puslu havaları bilirim...
Çünkü ben hep o günlerde
Geldim İşte
Kapalı ruhları göklerin memelerinden sağarak
Gidenlerin yolunda bir çift bakışı mabet yaparak
Geldim işte
Bin gadre uğrayarak,
Işığı Süzdüm
Karanlık Aydınlansın Diye
Neşter attım
Gül Tenine
Kan Akmasın Ellerime
Acıyı Eledim
Bırak Gitsin
Kalmasın dudaklarında sakladığın
Zaman yüklü sözcükler
Bırak gitsin
Belki bulur kendini
Kayıp bir nehir gibi
Nereye Gitsem
Unutamadım hala seni
O mahsun yüzün
Dağlayıp duruyor etimi
Sevdaya yönelik ne varsa sen olup çıkıyorsun
O kadar bencilsin ki
Kelebeklerin ömürlerini toplayıp
Kendine küçük küçük mabetler yapmak istiyorsun
O kadar yaşamaya kendini adapte etmişsin ki
Karaya vuran balinaların son nefesini
Kumların üstünde avuçlayıp içine çekiyorsun
Oysa Ne Kadar da...
Bana sevgi ırmağında toplanan
Sevgi kabarcıklarını ver
Uzat ellerini titremesin
tutmayı dene
Gelecektir ellerine kızgın damlalardan oluşan
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!