Ağladıkça uzadı gölgesi
Taş'tan bir kedi
Uzak sığmadı seslenişe
Üzerinde titredi tellerin
Islak saçlı; gül kokulu
Tırnakları güllü
çiçek bahçesi sandımdı kendimi
gelen hep akşamüstü geldi
hatırımda hep kalan kış
umudum dağlar
boş sayfanın en berisinde
hepinize bir yazgı çıkar
benim emeğimden
şehirlerinizle
yanıbaşınızdaki insanla
zaptedivereceğiniz! güneşle
kurduğunuz
zehirli iğnecik
sis içinde
silik
itinalı çizgi
eğilmez
ve yok olur uygun bir mevsim bulursa
Ellerini ver bana
dönen duran karanlıklarda
açılan gece diz çöker önünde
dokun ayaklarınla ince
ışıltısız... sen ışıt
sen ışıt karanlğı verilen sana
O en güzel boynumu buldum
çocukluğun çölünde
üstümde urba
yanımda kardeşlerim
savurdum taş'ı denize
taş o zaman taş oldu
vurur zamanı
kaçkın sevda
kırlangıç ölüleri bırakır
pencere güzelleri sığınaklara
çalkanıp didişir
şebekelerle
Nun'suz değirmi dil
ağrılı ökçe dik yokuş
fazla değil bundan ötesi
bir uçurum
kuşları telaşta
sorarsınız nereliyim...
hiç bilmem
doğdum yeryüzüne
dağ,deniz,esen rüzgar
duyduğum çok çok haber
yurdum benim
bak güzel kardeşim!
hastalığından mütevellit sinirinle
kışın kırdığın odunla
ne kadar mutlu olursun bilemem
ne de yıllar boyu duvarlara çaktığın
onca paslı çivi
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!