Söz vermiştim sana babam gibi olacaktım
Yıldırmayacaktı zorluklar her defasında kalkacaktım
Seçecektim dost ile düşmanı doğruyu yanlıştan ayıracaktım
Namerde boyun eğmeyecek merde yoldaş olacaktım
Söz vermiştim sana annem gibi olacaktım
Kaç bedene girip çıktın aşk
Hiç mağlup çıktın mı?
Yakıp yıktın yürekleri
Bir kerecik güldürebileceğini sandın mı?
Kimiler sana dua eder çoğu bedduacı
Sen süslü kentin fosforlu güzeli
Eksik olmaz dudağının ruju gözünün rimeli
Ben kenar mahallede bakkal çırağı
Seni gördüm sönmek bilmedi gönlümün ocağı
Elimde poşet yalınıza girsem
Benim mi suçum elim yüzüm dolu kirsem
Mutluluğa uzaktan el sallamak
Acıya dokunmaktır benim yangınım
Sonu olmayan bir yolda
Sana varmaktır benim muradım
Bir yanım sensiz cehennemken
Seninle cennette öbür yarım
Yeter ağladığın gökyüzüm
Zannediyorsun ki yeşerecek
Olduğu yerden filizlenmesi
Kıyamet gününe kadar sürecek
Sen sadece öp onu
Haberdar et
Ve yine sensizken ben bir bayram günü
Yavrusunu toprağa veren bir annenin düştü üzerime hüznü
Aldım mezarında bir avuç toprağı ta içime kokladım
Bir an önce yanında olmak için Azrail’in evini yokladım
Nakkaş derdin çizerse görünür gözüne
Hallaç vurursa pamuğa gelir özüne
Can yanıp kül olursa aşkın narına
Muradi ne hale düşer düşün Allah aşkına
Güneş doğmaz uzarsa geceler
Bir güzel methederim âlem inanmaz varlığına
Yıllar gelip geçiyor daha alışamadım yokluğuna
Aldı elimden, benden daha çok seven onu yanına
Bülbülleri kıskandırdı karışan gözyaşım figanıma
Derler ki tavanın altını sıyırma
Düğününde kar yağmur yağar
Beyazlar içinde salınarak gelen sen olsaydın
O gün kıyamet kopsa ne yazar
Nur-u Huda kaldırsa dağlar ardından başını
Yalın ayak izlesem aydan simanı
Mevla ne güzel yoğurmuş yanağını
Bir buse konduruversem
Acep çok mu olur günahı
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!