Üç günlük dünyaysa yaşadığımız
Ağlar iken ihanete
Güler iken dostluğa çelmeler attığımız
Bu dünyaysa eğer toplayıp durduğumuz ne varsa
Öyleyse bırakıver ağıtlarımı
İnsanlar gözlerinden,
İki damla yaş gelince mi,
Ağlamış olurlar?
Ya o damlalar içlerinde akıyorsa?
Peki ağızdan,
Bir haber geldi.
Batıdan doğuya.
On üç can şehit oldu.
Bakın kara yazgıya.
Herkes için farklıdır mutluluk;
Kimine göre iyi bir dosttur,
Kimine ise anne kokusudur.
Bazıları için somuttur mutluluk;
Belki kitap, defter bazısına.
Mutluluk toplum karşısında
Ben gecenin en çok,
adını seviyorum.
Bir kere asildir gece...
Sonra karanlıktır.
Yüzlerdeki sahte tebessümler,
Yalan gülücükler,
Anlarsınız ya.
Sonra nefes alır çiçekler.
Arka odada bir ayin vardır,
Bense bir yangını doya doya yaşıyorumdur bu gece.
Elimde bir mücevher kutusu tutuyorumdur...
Mücevher kutusundaki afyon ruhunu,
şöminede yanan son fahişenin nefesi karışır
Ateşe gizli düşen silüete.
Süre baygın,
Kaygı sarhoş,
giz gözlerimde sarhoş.
Öylesine bir yerdeyim
Uzanmışım yıldızlara,
Ay sıcak esiyor bu gece
Yalnızlığıma sığınmışım.
Öylesine gelmişim dünyaya,
Adam fisildadi: Tanrim! konus benimle.
Ve bir kus civildadi agaçta.
Ama adam duymadi.
Sonra adam bagirdi:
Tanrim! konus benimle.
Ve gökyüzünde bir simsek çakti.
Gecelerine sis düşmüş asker!
Gündüzleri kan kokan asker!
Uykusuz kirpiklerin donmuş,
Siperine ateş düşmüş asker!
Sevdiğin seni ister,
Düşmanın seni ister.
Seni anlatmak zor, yazmak zor seni,
Bin kalem bir olsa yazamaz Anne!
Gölgen göğe yansır taze ve yeni,
Ressamım ama bu düğümü çözemem Anne!
Allah’ın cenneti ayağının altında,
Indirin balkonlardan cocuklari
Cocuklar sevimli cocuklar guzel
Cocuklar sicak...!
Indirin balkonlardan cocuklari
Haklaridir bahari yasamak
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!