Harabe kentlere uzanır zamanın namluları
Bir hicret yalnızlığına bürünür mekanlar
Hayalet sevdalarla gizlenen gözlerimde
Sefil sefil uzanır kaldırımlar
Hacerin gözyaşları yağıyor ellerime
Sanki saatler vuruyor hicrana damgasını
Hiç beklenmedik bir zamanda elim bir trafik kazası sonucu aramızdan ayrılan 'asık yüzlü devletin güler yüzlü valisi' Recep Yazıcıoğlu'nun anısına.
Bu son sitemim size
Bundan böyle aranızda olmayacağım
Boşuna aramayın sormayın beni
Bildiğiniz hiçbir adreste durmayacağım
'Başbağlarda öldürülen otuz üç masum insanın anısına'
Vurulur divane canım
Kurşun kurşun üstüne
Karalar bağlar anam
Dağ gibi bir sevdayı bırakıp ardında
Kaçarcasına gittin
Hoşçakal bile demedin
Kıskanırdım seni bastığın topraklardan
Hiç sana diyemedim
Hüzün rüzgarları eser şimdi yürüdüğün yerlerde
İnadına kavgalı bir hayatı
Yaşamaya mahkum edildim anne
Uzanmak varken gözlerinde umuda
Bir heyula uğruna
Bir ömür tüketmek
Ne acı anne.
Bir avuçtuk ayrılığa tutulduk
Filistinde kurşunlara hedef olduk
Umut dedik
Onur dedik
Özgürlük dedik
Hasreti yüreğimize kurduk.
Adını anıyorum bütün bulutlar dağılıyor
Sonra sen geliyorsun gözlerimin önüne
Bir sessizlik sarıyor odamın dört duvarını
Bir şiir yazıyorum sevdaya dair
Adını anıyorum bütün bulutlar dağılıyor
Yanlızlık zehir gibi sarıyor dört yanımı
Önce ağlamayı öğrendim
Pencere önlerinde zamanı adımlamayı
İflah etmez hastane koğuşlarında
İsyanı öğrendim
Gecenin gönüllere çizdiği koyu renklere
Çizgi çizgi ayrılığı işledim
Yaşamak nedir?
Bir tebessüm bir umut
Bir acı gözyaşı
Nefesi kesilen ömür
Ve ardından dökülen
Sonbahar yaprakları
Hüzünlü bir sonbaharda başladı yolculuğum
Yalnızlığı dökerek gözlerimden
Umuttan ayrılığın bağrına doğdum
Çocukluğum yıkık kentlerde geçti
Her sokak başında benim isyanım durur
Benim yaşadığım yerlerde İnsanlar canevinden vurulur.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!