Bırak gözlerindeki nem, hüzün, keder,
Öylece kalsın.
Bırak şarkılar bitmesin, güller açmasın.
Güldük güleceğimiz kadar,
Gülünecek ne varsa.
Bundan sonra da bizi sevgili gibi,
Bak şimdi şu zehirli çiçeğe,
Tatlı tatlı kokarak arıları topluyor.
Birazdan can verecek, şu şeffaf kanatçıklar,
Al renkli güzelliği doyasıya kokluyor.
Düşüyor kanatları yorgun, bezgin ve kırık.
Ah bu sevda bir defa düşmesin gönüllere,
Irmakta akan sular, dalda meyvalar yanar.
Söndü sandığın zaman külü kordan sıcaktır.
Her gönül bu acıyı eler, yeniden yanar.
Bu yanmayı bilir de kimse kaçmak istemez,
Nedir İlahi şu yurdun şu garip manzarası?
Her köşesinde bir feryat, hepsi yürek yarası.
Yıkılmak isteniyor hep İslam’ın son kalesi.
Söndürülmek isteniyor dünyanın meş’alesi.
Bir alev düştü o zaman canım Çanakkale’ye
Yedi düvel koşuyordu bu çetin velveleye.
Aşktır bu başka şeye benzemez,
Yakar geçer her şeyi,
Her şey yanar.
Dağ yanar, ova yanar, yer, gök…
Bulutlar yanar.
FARKI YOK.
Bir yanım mutluluk,
Bir yanım keder.
Sen yanımda yoksan,
İkisi de benim için birdir,
Ne fark eder?
Yapın Kaç ırmak aktı gözlerimden,
Sen aklıma geldiğinde,
Bilir misin?
Ve sen aklıma geldiğinde,
Dilim neden tutulur?
Şarkılar biter, çiçekler açar.
Sen kaybolursun.
Gece ay doğar ve gülüverir.
Sen kaybolursun.
Gece mehtapta ve o şehirde,
Bir gizli yerde,
SANA SUSADIM.
Hasret çölünde dertler koşa koşa geliyor,
Mutluluk adım adım.
Yandım bağrım delindi susuzluktan,
Ama ben sana susadım.
SEN BASİT DEĞİLSİN.
Yapın Aslında hep basit şeyler yazıyorum,
Basit şeyler…
Doğrusu beklemiyorum beğenmeni.
Beğensen de olur, beğenmesen de.
Ama bir tek seni yazmıyorum,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!