gündüz dolunayı özlerim
gece
güneşi
zalim bir kedinin
tırnak yarasıdır yaşam
vebali büyüktür canın
susmanın ve susturulmanın
gölgemi yitirdim bir zamandır
son şiiri saklamıştım koynunda
delifişek baharlar gizledim
asi bir hıçkırıkta
çapraşık eğrilerden geçtim
tüketerek yalancı doğruları
sorma artık
'kelebekler nereye gitti' diye
güneşe verdim kanatları!
çığlıklar yükselir münzevi saatlerde
kuyular köreldi, aynam kırık
suyun sessiz vedaında
yalnızca yankılar kaldı
yağmur, dolu ve kar
ağlamakta bugün
düşüyor yıldızlar
ölü kavimlerin zekâtıdır matem
kefaret bana kaldı
(18 Aralık 2003)
('ŞİKÂYETNAME', Hayal Yay. Temmuz 2010, Sayfa 21)
Kayıt Tarihi : 18.12.2003 14:50:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Naime Erlaçin](https://www.antoloji.com/i/siir/2003/12/18/munzevi-saatler.jpg)
yağmur dolu ve kar
güllerle ağlamakta
düşüyor yıldızlar
Ve parıltıları, ışıyor damlalarda.
Yüklenir kefaretini güneş;
Kurutur gözkırpan hüzünleri.
Ne zekat kalır, ne matem;
Aşk yine aşk olarak gülümser sana.../
Dost, yüreğine sağlık. Yüreğindeki umut ışıkları hep parıldasın emi...İsrafıl Yıldızakan
TÜM YORUMLAR (6)