Münih Mankenleri (Sylvia Plath)

İsmail Aksoy
1898

ŞİİR


17

TAKİPÇİ

Münih Mankenleri (Sylvia Plath)

Kusursuzluk berbat bir şeydir, çocuğu olmaz onun.
Kar nefesi gibi soğuk, bastırıp sıkıştırır dölyatağını
Ki orada porsukağaçları eğilir hydralar misali,
Hayatın ağacı ve hayatın ağacı
Salıverir kamerlerini, aydan aya, boşu boşuna.
Aşk tufanıdır kan tufanı,
Mükemmel feda.
Bunun anlamı: benden başka put yoktur artık,
Benden ve senden başka.
Öyle ki, kükürt güzelliklerinde, gülüşlerinde
Yaslanmışlardır bu mankenler bu gece
Münih’te, Paris’le Roma arasındaki morgda,
Çıplak ve dazlaklar kürk mantolarında,
Turuncu lellipoplar gümüş saplarda,
Katlanılmazlar, ruhsuzlar.
Kar damlatır karanlığının parçacıklarını,
Kimse yoktur etrafta. Otellerde
Eller açacaktır kapıları ve koyacaktır
Ayakkabıları cilalanmaya
Ki geniş ayakparmakları yürüyecektir içinde yarın.
Ah bu pencerelerin evcimenliği,
Bebek dantelası, yeşil yapraklı şekerleme,
Şişko Almanlar pinekliyor dipsiz Stolz’larında.
Ve siyah telefonlar kancalarda
Parıldıyor
Parıldıyor ve sindiriyor
Sessizliği. Sesi yoktur karın

(1963)

Sylvia Plath (1932-1963, ABD)
Çeviren: İsmail Haydar Aksoy

İsmail Aksoy
Kayıt Tarihi : 21.9.2009 14:44:00
Hikayesi:


The Munich Mannequins by Sylvia Plath Perfection is terrible, it cannot have children. Cold as snow breath, it tamps the womb Where the yew trees blow like hydras, The tree of life and the tree of life Unloosing their moons, month after month, to no purpose. The blood flood is the flood of love, The absolute sacrifice. It means: no more idols but me, Me and you. So, in their sulfur loveliness, in their smiles These mannequins lean tonight In Munich, morgue between Paris and Rome, Naked and bald in their furs, Orange lollies on silver sticks, Intolerable, without minds. The snow drops its pieces of darkness, Nobody's about. In the hotels Hands will be opening doors and setting Down shoes for a polish of carbon Into which broad toes will go tomorrow. O the domesticity of these windows, The baby lace, the green-leaved confectionery, The thick Germans slumbering in their bottomless Stolz. And the black phones on hooks Glittering Glittering and digesting Voicelessness. The snow has no voice (1963)

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

İsmail Aksoy