1948 Yılının sonbaharının ilk ayının 'ünde,Çorum Karakeçili Mahallesinde, altı çocuklu fakir bir ailenin ilk çocuğu olarak dünyaya gelmişim. İlk çocuk olmamın verdiği sevinçle beş yaşında ilkokula başlamam ve kalemi elime bir alıp pir almam oldu. O gün bu gündür yazıyorum.Bazen şiir, bazen hikaye,bazen de resim. İlkokulda öğretmenim fark etti, edebiyata olan tutkumu. Sınıfta her zaman bana okutturulurdu, ilk gelen kitaplar, güzel okumamdanolsa gerek öğretmenim spiker demişti bana.
Ortaokulda renklere olan tutkumu resim öğretmenim fark edip, desteklerin en güzeliyle desteklemişti,yarışmalara katılmamı sağlayarak. Yıl 1961,mevsim yine güz, ayın on dördü ortaokulu bırakıp memur sınavını kazanarak maliyeci olarak hayata atılmam, okul arkadaşlarımın babalarıyla mesai arkadaşlığı yapmam, meslekte ilerlememe sebep olmuştur.
1972 yılının ilkbaharında kalbimin sahibi ile tanışıp, meslektaş evliliği yaptım. Eşimin gezici mesleği seçmesi üzerine, güzel Türkiye’min çeşitli illerinde görev yaptım. Vergi memuru olarak halkla iç içe yaşadım, onların sıkıntılarını, dertlerini kendi derdim kendi sıkıntım sayıp daima yardım ettim. Bu arada yarım bıraktığım tahsilime devam edip Ticaret Lisesini bitirdim. Zoru başarmak, çalışmak çok sevdiğim bir olaydır. Üniversite sınavına girdim. İlk aşamayı kazandığım halde felek bırakmadı. İkinci aşamada acil ameliyata girmiştim sınav yerine. 1983 yılının Ocağında yirmi yılı doldurup emekli olma mutluluğuna eriştim. Emekli olmadan önce ilk işim daktilo almak oldu şiirlerimi,
öykülerimi yazmak için. Öykülerimin hepsi gerçek hayatta yaşanmış olaylardır..
Yıl 2003 Mevsim ilkbahar. Nişanlı olan kızımızın düğün hazırlıkları var. Tüm aile düğüne odaklanmıştı. Davetiyeler basıldı, uzaktakilere postalandı. Bu arada altıncı hissim, doktora gidip mamografi çektirmemi istedi. Ağrı, acı ele gelen bir kitle yoktu. Çekilen mamografi incelendiğinde kanser olduğu, sol göğsümün alınması gerektiği söylendi. Marmara Üniversitesi Hastanesinde Profesör olan arkadaşımı telefonla arayıp durumu anlattım. Ertesi sabah hastanede olmamı söyledi. Meme Cerrahisi Servisine yolladı. Akşam dört’te meme cerrahı arkadaşı bizi karşıladı. Filmi incelediğinde; Hastalığın 2.inci evrede olduğunu, düğünü bekleyemeyeceğimizi söyledi. “Düğünü de erteleyemeyeceğiz ameliyatı da, her ikisinin de ertelenmesi seni sona götürür” dedi. 13 Mayısta ameliyata alınacaktım zira 25 Mayısta kızımın düğünü vardı. İstanbul dışına gelin gidiyordu.
(Astım, kalp, şeker, meker bir de tansiyon) . Onca hastalığıma rağmen, başarılı bir ameliyat geçirdim. Ameliyattan önce ve ameliyat sonrasında eşim, çocuklarım, arkadaşlarım, öylesine sevgi çemberine almışlardı ki; Dikişler alınıp, beni ameliyat eden doktorun kontrolüne gittiğimde çok şaşırdı. Seninle aynı gün ameliyat ettiğim hastamın hiçbir hastalığı yoktu, sadece göğüs ameliyatı idi ama yarası kapanmamıştı.Doktorum, Senin onca hastalıkla, bu kadar çabuk iyileşmeni neye bağlıyorsun dediğinde,” Çare” isimli şiirim doğdu.
Her derdin ilacı sevgi,
Yaradan’a yaratılana,
Derde deva olana
Yoktan var olana,
Her derdin ilâcı sevgi
Dağlarda çiçeklerde,
Gökte uçan kuşlarda,
Denizde, balıklarda,
Tüm dertlerin ilacı sevgi,
Ormandaki ağaçlarda
Geyikte, karacada,
Bebekteki çığlıkta
Güne merhaba diyene,
Ben de varım, ey dünya!
Yaşamaya, yaşatmaya,
Tüm sevgileri paylaşmaya,
Doyasıya...
Doktorlarım,eşim,çocuklarım,yakınlarım,arkadaşlarım ve siz
şiir dostlarımın etrafımda oluşturduğu sevgi denizi sayesinde hastalığımı atlattım.Şu anda İstanbul Küçükyalı'da yaşıyorum
Ekim/2007
Münevver Erilmez
Kayıt Tarihi : 29.10.2007 09:43:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
MÜNEVVER ABLA Sağında, mis gibi kokan gardenya, Devamlı işler durur, Münevver Abla, Gözlükleri gözünde, bir yazar bir bozar, Ne de güzel dizeler, Dökülür dudaklarından, Yazar durur, Münevver Abla, Şiirler, öyküler, Bazen sitemkâr, kahreder kendi kendine, İğne iplikle kazar kuyu, Tüm uğraşları,güzellik dolu, Ne güzel ne de yumuşak huylu, Tüm amacı güzellik, dostluk, dolu, Bazen başını alıp gider, Gezer Sapanca, Sakarya, Bolu, Yine de ayrılmaz bırakmaz,İstanbul'u, Çocuklarıdır tüm umudu, Baygın kokan gardenyası, Dolar salona kokusu, Cennetten köşedir, rengârenk çiçekleri, Duvarda,işlenmiş uğur böcekleri, Mest olur, seyrederken gelinciğini, Gitmez günlere, toplantılara, Yanar, hep boşa giden zamana, Bütün dünyası şiir, müzik, hikaye, Tüm renklerin aşığıdır, Güzellikler hayranıdır, Yoktur tahammülü dedikoduya, Yazık der, boşa giden zamana, Sokmaz kimseyi,Tanrıyla arasına, Aşığıdır bu ilahi Rabbine, Sanki geceleri uyumaz, Bazen yazar, Bazen de konuşur Tanrıyla, Ölüm kavuşmaktır onun için, Rabbine. Mest olup, dalar gider uykuya, Hasta da olsa, kalkar güler yüzüyle, Kahvaltı sofrasına, Hemen giyinip, süslenir, Çocuklarım! der daima, Güne gülerek başlayın, Gününüz güzel, gönlünüz şen olsun, İsterse olmasın kazanda, aşı Gönlü rahat, ağrımasın başı.
o yüreğe ihtiyacımız var...
sevgi güleryüz ve inancın güzel bir resmi giibisiniz...
selam ve saygılarımı gönderiyorum...
TÜM YORUMLAR (1)