Akşam batınca güneş başlarım ben intizara
Vakfolurum sırr-ı 'el-intizar eşeddü min 'en-nar'*a
Sana andelib demişler bana gül, güleyim diye
Beni naza çektirmişler seni atmışlar ah-zara
Ey cennet sırrına vakıf açmaz mısın peçeni;
Lutfetmez misin aşıkına ey huri münazara.
Ey aşkımla yanıp yıllar boyu kül olan bülbül,
Aşkını bilirim yâ sahib değilim iktidara.
Ah ne olur idi bir gün açsaydın seherden evvel
Tekfin kılsaydın yaprağınla dahletseydin mezara.
Hiç öyle şey olur mu a bülbül adet değildir bu
Ben alelseher gözlerim açar,başlarım nazara.
Ey gül bu nizam-ı alem değişmez mi artık dersin?
Değişsin de lutfet tebessüm ben gibi ehl-i zara.
Nâ-mümkün! bu değişmez bir kanunudur ki alemin
Ben naz edeceğim sen sineni vuracaksın hara.
Ey sevgili edebiyat ehli bana düşman kesilmiş
Sırf rekabet olsun diye metheder seni şuara.
Kıskanma kıskançlık şeytanın adetidir a bülbül;
Ya secde kıl emr-i hakla ya veda et Meyve-bara.
Mustafayla beraber seni meth boynumun borcudur;
Yeter ki Yar dahletme bizi taife-i küffara.
Açıklama:
Beyit:Akşam güneş battıktan sonra açmanı beklemeye başlarım. 'Beklemek ateşten şiddetlidir' sırrına bu bekleme vaktinde vakıf olurum.
Beyit:Ey Bülbül sana andelip (bülbül): bana ise gülmem için gül demişler. İlahi kudret beni naza çektirirken seni ah u zara atmıştır.
Beyit: Ey cennet hurisi artık peçeni açıp benimle konuşmaya başlamaz mısın.?
Beyit: Ey bülbül bilirim ki yıllardır sen benim aşkımla yanıp tutuşuyorsun. Sana acımıyor değilim, ama kudret benim elimde değil.
Beyit: Ah Gül! Ne oludu sanki bir gün de ben uykuya dalmadan evvel açsaydın da ben de yüzünü görseydim. İşte o zaman yaprağınla bana kefen biçseydin de mezara koysaydın.
Beyit: Ey bülbül hiç öyle şey olur mu? Bu aşk yoluna girenlerin geleneği olmamıştır. Onun için ben de seherle birlikte gözlerimi açar etrafa bakarım. Fakat görürüm ki sen gaflet uykusuna dalmışsın.
Beyit: Ey gül acaba alemin bu kanunu bu düzeni artık değişmez mi? Keşke değişseydi de sen de benim inleyen aşığına bir defa gülseydin.
Beyit:Mümkün değil ey bülbül bu aşk aleminin değişmez bir kanunudur ki ben naz edeceğim; sen de göğsünü dikenlere vurup kendini yaralaycaksın.
Beyit:Ey Sevgili edebiyatla uğraşanlar bana düşman olmuşlar. Şairler rekabet olsun diye seni methederler.
Beyit:Şairler beni methettiği için beni kıskanma ki kıskançlık şeytanın adetidir. Ya Allah'ın emriyle bana secde et ya da şeytan gibi sen de aşk cennetini terk et.
Beyit:Ey Gül seni meth hem benim hem de Mustafa'nın boynunun borcudur. Yeter ki sevdiğim bizi kafirler grubuna sokma.
Kayıt Tarihi : 3.12.2003 15:01:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Mustafa Tanrıkulu](https://www.antoloji.com/i/siir/2003/12/03/munazara-i-bulbul-u-gul.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!