Yâ İlahi ve ya Rabbi! .. sema, nur!
Ne yıldızlar, ne zerreler; habersiz
İsmin söyler, şanın yazar.. okunur!
Semavatta, kim demiş ki; deveran
Ve hareket.. zerrenin bir anlık titremesi
Senin iznin olmadan gerçekleşsin, ne tuhaf!
Kayan yıldızlar bile, izninle zaman zaman..
Yıldızlar, rüyalar gibi nazenin
Işık ışık bir tebessüm, bir lahza
Bir şeyler söylüyor gibi gecede..
Ah bir gözüm görse, kulağım duysa!
Ey zemin ve gökleri, yoktan yaratan Rabbim!
Ufkunda seyyareler, fezanın; nokta nokta..
Hayal meyal seçilen uzak şehirler gibi
Işıklara boğulmuş bir şeyler var, ufukda..
Aksa gözlerimden diyorum, Dünya..
Tenim zerre zerre savrulup uçsa..
İşte ölüm geldi, gördüm ve bildim!
İlk uç nerelerde, bu hâl “SON UÇ'sa?
Yağmurlar yağarken, kar savururken
Aç, bitap topraklar 'Hayy' ismine ram!
İlk müjde, belki de daha erkenden
İlk kar çiçekleri.. görmemek, haram!
Gördüm, bildim artık; gözlerim nemli..
Her bahar; karların altında ölü
Toprak, bir denize nur düşmüş gibi
Renk renk çiçeklerle rakseder durur..
“Hayy' isıni tecelli eder, örtülü!
Seyreden gözlerde, bir damla yaştır
Ve bir salâvattır.. 'Kainat Gülü'..
Bir acaib mahşer, şimdi hayâlde
Titrek dudaklarda korku ve sükût..
Aynı yerde tenler, ruh başka yerde
Yalnızca. Katında müjde ve umut!
Günahlar diz boyu, bir ateş gölü
Dokunduğu her yor erimiş demir..
Kor ateşe karşı Rabbimin Gülü
Bir buzdan sarayın içinde midir?
Gökler, feza, zemin bir cam kadehte
Nurunla can bulan kat kat bir deniz..
Sahi, eksilen ne en son nefeste?
Cesetler yerdeyken, bizler nerdeyiz?
Ey Halik- ı Rahman, Ey Rabb-ı Rahim!
Ölü topraklara Nurun düşünce
Ten bulan ruhların en acizi, biz! ..
Ecel rüzgârının savurduğu toz
Ak olup saçlara,bir bir düşünce
Bir düşünce alır, insanı sessiz...
Şu tohumlar, çiçekler.. aslı bir, evveli bir!
Renk renk ışıklar gibi düşünce kudret eli
Topraklardan fışkıran bin bir renk, bin bir eda,
Her biri ayrı dünya.. ne tuhaf.. ne demeli?
Ey Malik-i Yevmiddin! .. Ey O Gün’ün sahibi!
Günahım, aczim bildim; belki dünyalar kadar..
Varsa bir güzellik ruhumda, senden!
En gerçek bildiğim dostlar yanımda (!)
Yalnız, mesafemiz rüyalar kadar...
Mümkün mü, mümkün mü! .. Billah inanmam!
Ezelî ebedî bir Dost, olsun da
Dostun köleleri, ölümlü olsun! ..
Dünya da bülbüller güle doysun da
Nura aşık güller, örtülü olsun!
İnandım, inandım.. ezel, ebed hak!
Bildim, ecel; bir tebdil-i mekândır..
Ey Kadir-î Kayyûm.. Ey Rabb-i Rahim!
Rahmetinle, gazabını utandır! ..
Ölüm geldi artık, renkler değişti..
Bir billur kadehte Cümle Kainat
Çalınacak Kapı: Nur-ı Muhammed(s.a.v)
Çalan bir zavallı.. günahı kat kat!
Ağlasam, dövünsem, çırpınıp dursam
Bir başka kapı yok.. başka kapı yok!
Yoklar denizinde boğulup kalsam
Bu denizi kuşatmayan,yapı yok!
Yarabbî Rahmet’in Gazab’ın geçmiş..
Bildim, sır; ecelden önce ölmekmiş!
Yâ ilahi ve ya Rabbî! .. sema, nur!
Ne yıldızlar, ne zerreler; habersiz
İsmin söyler, şanın yazar.. okunur
Kayıt Tarihi : 11.10.2005 14:45:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Ahmet Tevfik Ozan](https://www.antoloji.com/i/siir/2005/10/11/munacaat-4.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!