Mümkünüm Yok Şiiri - Ahmet Kırımlı

Ahmet Kırımlı
86

ŞİİR


4

TAKİPÇİ

Mümkünüm Yok

Bir kahra eserken rüzgarlar
Kırılmış kanatlarım
Daha kaç günüm varsa yaşanacak
Unutmuşum, yırtmış atmışım...
Şimdi dağ yamaçları gözler beni
Avucumda çırpınan kelebek değil
Yar kokusu...
Ve kurusuna yandığım nice ayazlar
Şimdi birde sabahar var
Hasretle beklediğim
Ama... Ama sen gözlerini çakıp uzağa
Tebessümler yollayıp kahpe tuzağa
Beklersin yolumu, bilmezsin
Mümkünüm yok benim

Şimdi darılma bana
Çökmesin hilal kaşın
Yakışmaz dilber dudağa
Kolu kırık yavan beddua
Zati ağır yüreğimde her hatıra
Nice salkım güneşlerde özlediğim
Gündüzün bir bardak su
Teltel saçın ve gül kokundu
Şimdi uykular yarım
Acep mahremine kimler dokundu?
Yoksa niye kan kusuyor sol yanım
Ama sen darılma bana
Bir intiharda sen yükleme omzuma
Şimdi yarınları beklemiyorum
Bilmiyorsun sen
Çorak yüreklerde kuraklık mı gördün?
Hain bir gece, arsız bir pusu
Dört cansız beden bir adım geride
Kısanda gözlerini çıplak mı öldün?
Bilmiyorsun sen!
cam kıyılarında bekliyorsun sadece
Ama bekleme
Elveda de ve bırak
Ne olur sanki
Bu sevda gayri uzak
Naçar belası! Elden ne gelirki
Kışlar soğuk, gece kara
Ve böyle kati, anla
Mümkünüm yok benim

Kırlangıç ağıdıydı türkülerimiz
Kocadüz, Gebeci, Fındıklı
Ayrılık yoktu, sevinç ahlat tadıydı
Sabahları umut yüzdürürdük
Geçmiş mevsim, herhal bahardı
Ama geç artık yanmak
Bazen böyle zor olur anlamak
Bilmek kıymetini
Bir ayak sesi düşersin aklıma
Rüzgarın ağıdı var kulaklarımda
Bir de utangaç sesin
Usule getirmez
Yüzüme kavuşmazdı gözlerin
Vardım kıymetine soluk benizlim
Kutsal bir emanet gibi
Dilimde, fikrimde saklarım sözlerini
Helalim diyordunya
Hani her buluşma
Dalıp uzaklara
Hasreti okuyordunya
Taş kesilip pür dikkat...
Ağıtların var sükutun karanlığında
Her biri bir mahşer alevi
Sinemin ortasında kızıl kor gibi
Koca cihan yüreğime dar gibi
Doluyor gözlerim
Ama kaderden öteye yol yok sevdiğim
Seferim kesin!
Mümkünüm yok benim

Ah bir yolum olsaydı
Farketmez, çetin, sarp, taşlı
Bir yolum olsaydı da
Sonu sana varsaydı
Koşardım uçar adım
Ben böyle hasretine yaşarken seni
Sen bilmiyorsun ki
Her barut kokusu unutulmak isteniyorsun
Ama sen hala bekliyorsun
Bir kaçağa vurulmak ne zor değil mi?
Bir gün bakanda gökyüzüne
Karanlıktır, soğuktur
Feryadım Yusufçuk koynunda
Düşerse haberin olur
Ama çöken çığlar saklamaz beni
Yıkılsada yoldaş dağlarım
Umut yüzdürdüğüm dereler tutar beni
Gözler ardında sevmiştim ben seni
Demir parmaklıklara mahpusluk derler
Lakin yalnız cesedi hapseder
Benim gibi ruhu kaçağa
İdam kararıyla düşsede boynum
Yalın bıçağa
Ben seni unutamam ki
Ey yarım kalmış sevdiğim
Adı hercai özgürlük hayalim
Kalem kırılmış bu vakit
Mümkünüm yok benim

Ahmet Kırımlı
Kayıt Tarihi : 26.11.2009 15:33:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Ahmet Kırımlı