Keşişler kıllı parmaklarıyla açtılar kitabı:
Eylüldü
İason kar serpmekte şimdi olmuş ekinlere.
Ellerden bir gerdanlık verdi sana orman,
böylece
ölmüş, yürümektesin ipin üstünden.
Mavinin daha koyusu ihsan edilmiş saçlarına,
ben aşktan konuşuyorum.
Deniz kabuklarına, inçe bir buluta
sesleniyorum, bir sandal
tomurcuklanıyor yağmurda
Bir tay düşüyor yaprak gibi dökülen
parmakların üzerinden
Kapkara açılıyor büyük kapı, benim şarkımla:
Nasıl yaşamıştık burada biz?
RAHATÇA karlarla
ağırlayabilirsin beni
yürüdüğüm sürece
dut ağaçıyla omuz omuza
yazın içinden,
hep çığlık atmıştı
en genç
yaprağı.
GELEÇEĞİN kuzeyindeki
ırmaklara atıyorum
taşlarla nakışlanmış
gölgelerle
duraksayarak ağırlaştırdığın
ağları.
DURMAK, gölgesinde
havadaki yara izinin.
Kimse-ve-hiçbir-şey-için-Durmak.
Tanımaksızın,
yalnızca kendi
adına.
O gölgede konuşmadan da
barınabilen her şeyle
birlikte
ELLERİMİN derisinin altına
dikilmiş,ellerin avuttuğu adın.
Gıdamız olan
hava toprağını yoğurduğumda
bir acılık katıyor hamura
delice açık tenden yansıyan
harflerin parıltısı.
Paul celan (ceviri)
Samiha İkbalKayıt Tarihi : 12.11.2006 22:11:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Ne yazık ki, Şiir seçme konusunda sayın jürimiz pek başarılı değiller. Bu mevzuda daha hassas davranmalarını tavsiye ederiz.
Saygılarımla.
havadaki yara izinin.
Kimse-ve-hiçbir-şey-için-Durmak.
Tanımaksızın,
yalnızca kendi
adına.
O gölgede konuşmadan da
barınabilen her şeyle
birlikte
...
çok çok güçlü bir dil...
bu site için birkaç gömlek büyük...
teşekkürler şiir adına.
baki selam..
TÜM YORUMLAR (10)