Kuşatmışım dört bir yanımı
Zindanım!
Ve tutsağım
Efsunlu bakışlarımda fezaya
İs kokulu yalnızlığımla
Sıkışıp kalmışım boşlukta
Esefle çürüyorum..
Hedefim gökyüzü olsa da
Dalıyorum bataklıkta ceset gibi
En karanlık derinliklere
Ve hasretle yanıyor
Dolunayda beliren gözbebeklerim.
Dört yanını kuşatmışım
Kalbimin!
Zorba gardiyanı gibi
Talan edilen göğsümün.
Toprak örtmüşüm üstüne
Cevherinde saklı güzelliklerin
Ve karanlığa gark olmuşum
Esefle ölüyorum..
Nefesim daralır
Yayılır kokum yavaşça
Güzelim İstanbul'a.
Üşüşür leş yiyen kuşlar
Maddeye tapan eğnime
Kazandığı savaşın gururuyla.
Oysa ne de ilham verir
Ateş!
Yanıp tükenen bir mum
Zülfünce boğar karanlığı
Ve devrimci gönüllerde açar
Erirken yok olan aydınlığı..
Ölüme aranan çaredir
Remzi aşk olan ölümsüzlük sırrı
Arzulanır bir mumum kalbinde.
Zayıf, küçük, biçare
Titrek bir mum gibi
Hedeflerken aydınlık yarınları
Bir kibrit alevini beklerken
Alacakaranlık kuyularda
Esefle susuyorum..
Ey kibrit tutan el!
Yakılmazsa muma yazık
Yakılırsa...
Kayıt Tarihi : 21.5.2018 08:28:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Yanmazsam bana yazık, yanarsam...
TÜM YORUMLAR (1)