Öncelikle son yirmi yıldır ülkemizi yöneten iktidarın geçmiş sicili Türk Milletinin güvenini suistimal ettiğini ortaya koyduğunu belirterek yazıya başlamak istiyorum.
Türk milletinin güvenini sarsan politikalar nelerdi? Yeniden hatırlamakta büyük fayda var.
Özelleştirme talanı, milli üretim ekonomisinin terk edilerek ithalat, tüketim ile halkın borca mahkum edilmesi, sorunumuz Anayasa olmadığı halde Anayasa değişikliği çabaları, ithal mal pazarı alışveriş merkezleri, beton ekonomisi ile tefeci bankalara kaynak aktarmak, dinin siyasete alet edilmesi, rejimin demokrasiden koparılarak tek kişiye ülkenin ve milletin kaderinin terk edilmesi, sosyal hukuk devleti ilkesinin işlevsiz kalması, kendilerinden yana olanların değer görmesi olmayanların dışlanması, eğitimin din düzeyine düşürülmesi, cemaat ve tarikatların devlete sızmalarına göz yumulması, yurtta barış dünyada barış siyasetini terk ederek Suriye'de emperyalizmin siz yeni Osmanlı olacaksınız havucu ile bu plan adına kendilerini kullandırarak hem Suriye'nin iki emperyalist devlet tarafından işgaline sebep olunması hemde gelecekte ucu açık sorunlara gebe bir mesele olarak gündemin sorunu olmaya devam ediyor olması, sığınmacılar sorunu herkesi rahatsız eden en büyük meselelerdir.
Suriyeli mültecilerin ülkemize getirilmesi emperyalist bir planın parçasıdır. O plan ülkemizin demografik yapısını bozarak ileri de bu topraklarda hak talep etmeleri için güçlü bir nüfus sayısını yakalamak amaçlıdır.
Anadolu'nun araplaştırılmas projesi demek çok doğru bir ifade olur. Araplara satılan topraklar da eklenince bu anlama gelmiyor mu?
Bu durumu dine alet ederek ensar ve muhacir savunması emperyalist proje olduğunun üzerini örtme niyetidir.
Diğer sebep bunlara vatandaşlık vererek veya vermeyerek seçimlerde oy kullandırmaktır.
Mülteci, göçmen veya sığınmacı ismini ne koyarsanız koyun geldikleri ülkede savaş bittiğinde bu insanlar geri dönmelidir. Hatta kendi ülkelerinde yaşam koşullarının iyileştirilmesi için yardım yapmak ülke de beslemekten daha doğrudur.
Geri gönderilmeme sebebide emperyalist planın bir gereğidir. Çünkü bu insanların yaşadığı yerlere başka insanlar yerleştirilerek oranın demografik yapısını bozarak orada ikinci bir israil benzeri terör örgütüne benzer çakma devlet kurmak istiyorlar.
İktidarın mülteci veya göçmen politikası buna hizmet etmektedir.
Göçmenlerin yurdun her tarafına dağılmalarına izin vermek en başından bunların gönderilmemek üzere getirildiğini göstermektedir.
Bugün Ukrayna'dan Polonya'ya giden sığınmacılar belli yerlerde kontrollü bir şekilde zamanı geldiğinde geri gönderilmek üzere bekletilmektedir.
Uluslararası yasalarda bu konuda bunun doğru olduğunu söyler. Her toplumda doğru olanın bu olduğunu bilir.
Ayrıca sınırlarımız kevgire döndüğü için ileride kim olduklarını bilmediğimiz bu insanların ülkemize ne tür zararlar vereceklerini kestirmek mümkün değildir.
Mayınların israil terör örgütüne ait bir şirket tarafından temizlendiği gerçeği gözden kaçmaması gerekir.
Eğer iktidar bunları bu anlamda kendini korumak amaçlı bir iç savaşta kullanmak gibi bir niyet taşımıyor ise neden geri göndermek istemiyor sorusu kendine yanıt bulamıyor. Ya da emperyalist devletler bu gelen insanları iç karışıklıklar çıkartarak kulkanmayacağını bilemeyiz.
Bu iktidarın bu konuda ortağı cemaat terör örgütünü bile kontrol edemediğini 15 Temmuz'da CIA, nato ve Amerika destekli darbe girişiminde gördük.
Amerika'nın Afganistan hezimeti sonrası Afgan mültecilerin veya kaçakların ülkemize ellerini kollarını sallayarak gelmeleri bütün milletimizi kuşkulandırmaktadır.
Bugünden iktidarı uyarıyoruz. Haklı çıkmak istemiyoruz. Bizim bütün gücümüzü bize karşı değil bizi korumak ve bize hizmet etmek için kullanılması gerektiğini haklı olarak savunuyoruz.
Mülteci, göçmen veya sığınmacıları ensar ve muhacir şeklinde çağ dışı tanımlamalar ile savunmak doğru değildir. Biz evimizi kimseyle paylaşmak zorunda değiliz. Ayrıca yeteri kadar misafir ettik. Artık yeter.
Mültecileri savunan mürteci zihniyetidir.
Mürteci ve mülteci kabul etmiyoruz.
Önder Karaçay
Kayıt Tarihi : 31.5.2024 18:26:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
♾️ Mobbing Bank Türk Fırtınası diyor ki;
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!