düş ülke’nin sıtması tutmuş beni ve künyem ayrılık
dilimin kimliği yok, uyruğum nedir bilmiyorum!
eski bir sandala sığınarak gecenin buhranından
yollara çıkıyorum düşlenen cennetin gül hatırına
esrarlı telaşını unutarak bilinmez yarınların
ve zorlu badirelerini, binlerce kez hesaplayıp
ve yalayarak göğsümdeki kılıç yaralarını, esrik
Âlâyiş-i dünyâdan el çekmege niyyet var
Yakında adem dirler bir şehre azîmet var
Uçdı bu fezâlardan mürg-ı dil-i nâlânım
Ârâm idemez oldum efkâr-ı seyâhat var
Devamını Oku
Yakında adem dirler bir şehre azîmet var
Uçdı bu fezâlardan mürg-ı dil-i nâlânım
Ârâm idemez oldum efkâr-ı seyâhat var