Mülk Suresi Şiiri - Osman Erdoğmuş

MÜLK SURESİ

Mülk Suresi adını, Allah’ın hükümran oluşunu anlatan ilk ayetten alır. Mekkidir. Belagat, önceleyen ses yapısı da bunun delilidir. Muhtemelen boykot dönemi surelerinden biri. Nübüvvetin 7 ile 9, yılları arasına tekabül eder.
Konusu: Allah, insan ve kâinat. Bunların arasındaki ilişki. Hayat ve ölümün yaratılış sırrı. Evrenin kusursuz nizamına bak diyor, ey insan.

1. TEBAREKE: Çekim dışı bir fiil. Kesintisiz bereketin kaynağıdır Allah. MÜLK: Kâinatın yegane sahibi, Malik-ül Mülktür. Ya biz neciyiz? Emanetçi. Sizde O’nun mülküsünüz Ey İnsanoğlu. Sana verdiği de, sen verince elinden çıkar ama Allah verince çıkmaz.
2. Ölüm, yokluk manasına da gelir. Yani hayat öncesi ve onun denetimi altındadır der zımmen. Varlık vardır ve Allah yaratır. Yokluk yoksa onu da Allah yaratır. Yoksa zaten konuşmaya gerek yok. MEVT: İnsanın cesedinin ölmesi. TEVEFFİ: Allah’ın ruhu alması. (Ruhun geldiği yere vefa göstermesi)
3. FUTUR: yırtık, delik, çatlak.
4. 5. VELEKAD: Doğrusu budur. Medyumlara ve sihirbazlara bir cevap var. (Şeytanlığa soyunanlar için) spekülasyon yapıyorlar. İnsanları aldatmak için zan ve tahmin yapıyorlar.
6. 7. 8. 9. Allah’ı inkâr ermiyorlar, vahyi ve nübüvveti inkâr ediyorlar. Allah bize bir şey indirmedi diyorlar. Allah’ın hayata müdahil olmasını reddediyorlar.
10. Doğru anlaşılan vahiy, doğru kullanılan akıl, doğru kullanılan duyular veya doğru çevre insanı cennetin kapısına getirir.
11. 12. 13. Ey vahye muhatap olanlar, inancınızı ister açıklayın ister gizleyin. Ondan hiçbir şey saklayamazsınız. Kalbinizin 40, odasında geçenleri de bilir. Mesela namaz kılıyorsunuz, o anda aklınızdan neler geçiyorsa onları da biliyor.
14. Yarattığını bilmez mi, de diyebiliriz. Bir güvenebilsek. Güvendiğimizde iman etmişte olacaktık.
15. 16. Buradaki göktekinden kasıt Allah ise, bu yüceliktir. Mekani değil makamidir. Melekler de olabilir.
17. benim size bu uyarılarıma karşılık vermezseniz, benim başka uyarılarım da var. O gün gelmeden önce kulağınızı vahyin davetine açın.
18. Zımmen, bütün insanlık beni bilmese, tanımasa neyim eksilir. Felaket bizim O’nu inkâr etmemizde değil, O’nun bizi inkar etmesinde. Benim inkârım nasıl olur o zaman görecekler buyuruyor Rabbimiz.
19. Havada uçan canlı cansız Allah’ın hava yasasına göre uçar. Tabiat yasaları ilahi rahmetin eseridir.
20. Siz emir verince, Rahman’a karşı sizi savunacak biri mi var? Zımmen, tabiat yasalarını sanki tabiat koymuş gibi davranma.
21. 22. 23. İşitme, görme ve inanma. Eğer imanı getirmeyecekse işitme ve görme bir işe yaramaz. ELFİDE: Fuad’ın çoğulu, kalp, hissedebilen gönül, yanık kalp demektir.---Ne kadar da azınız şükrediyorsunuz da denilebilir.
24. Lafzen sizi yeryüzünde bir ekin gibi eken O’dur da diyebiliriz. Tohumunuzu O yaratmıştır, toprağınızı O yaratmıştır. Suyunuzu, sizi O yaratmıştır. Büyüyünce biçip hasat edecek olan da o’dur. Bunda gerip bir şey var mı?
25. 26. 27. 28. Rabbim bana ömür verse de, ölüm verse de fark etmez de, diyor kâfirlere. Bizim için fark etmez, biz nasılsa O’na kavuşacağımızı biliyoruz. Ya size ölüm gelince ki gelecek, o zaman siz ne yapacaksınız. Kâfirlerin tek dünyası var çünkü.
29. 30. Bu ayet nazil olduğu zaman, sanayi ve teknoloji denizleri kirletmemiş, dereler gürül gürül akıyor, henüz su sorunu diye bir şey ortalıkta yoktu. Vahiy öyle bir tasavvur oluşturuyordu ki daha o zamanlar dere kenarında abdest alırken suyu israf etmememizi dillendiriyordu. Bu ayet gelecekten haber veren mucizevi bir ayet. Küresel ısınma ve sanayinin sular üzerindeki olumsuz etkilerini düşünürsek bir bardak su için bir birini yiyen milletlerin çıkaracağı kavga belki de savaşlar uzak olmasa gerekir. Suyun adeta canlı olduğunu o zaman anlayacağız. Rabbim gönül suyumuzu kesmesin. Rabbim, içimizi vahiysiz bir göle döndürmesin.