Dizilmiş yüksek binalar
İç içe girmiş sokaklar
Taş döşenmiş kaldırımlar
Şehir degil sanki zehir
Yola dökülmüş asvaltlar
Bu sararmış fotoğraflarla
Bu yıllanmış anılarınla
Bu kayıp gitmiş hayatınla
Şimdi..mi ihtiyar halinle
Bir mazisin artık bir mazi
Hadim,aladağ,çuna köyü
Soguk akar çencenin suyu
Bin dört yüz elli rakım boyu
Benim köyümün daglarında
Ceviz badem kiraz şeftali
Umut yolculuguna çıktık
Bir su gibi yollarda aktık
Biter sandık ama aldandık
Hep uzayan yollara küstüm
Arkadaş olup dost görünen
Gururlu olma karakterli yaşa hayatında
Namı şanı degil vefayı taşı soyadında
Ne ekersen onu biçersin bunu böyle bil
Gençlik elden gidince olma sonra sende sefil
Şeytan pembe bulutlarda dolaştırırda seni
Günlerle haftalar aylar geçti
Hayallerde birer birer uçtu
Kovaladıkça benden hep kaçtı
Gidiyorum kendine iyi bak
Ellerim titrerdi heyecandan
Hikaye degil bunlar hepsi birer gerçek
Herkes birgün ilahi hesaba girecek
Kul hakkıyla gidenlerse elbet eyvah diyecek
Sen benimle helalleştinmi kibirli bey....
Hakkı hakikati gerçegi biliyorsun
İnsan nesli agaç misaline örnektir
Toprakda kök kökde gövde gövdede var dal
Dalda açar bebek misali güzel çiçek
Sonunda ikiside toprağa girecek
Bebek ana kucagında şefkat görecek
Kuranı okuyup ögrensek
Ayetlerini incelesek
Üstüne birde ezberlesek
Kurtarırmıyız on kişiyi
Cüzde ayet ayette hece
Dostluklar yavaş yavaş bitiyor
İnsanlık kayıp elden gidiyor
Ezilenler yine eziliyor
Olmuyorki böyle hiç olmuyor
Maddiyatla ölçülüyoruz hep
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!