Şiir sevmekle başlar her şeyi; yaşama dair ne varsa bulursunuz onun içinde. Şiir bir ırmaktır; suskun dağlardan ve ağır fırtınalardan boşanır gönül vadisine. Özlemin bir pınar gibi kaynamasıdır/coşması ve çağlamasıdır hayata. Şiir denizinde dalgalar, fırtınalar bütün görkemliğiyle durur öylece. Bir kıvılcım bekler. O kıvılcım ilhamdır. O noktada var olur şiir. Benin “ben”ülkesinde maveraya yolculuğudur. Yorgun akşamların ıssız köşelerinde tezatlar âlemine dalıştır. Nidadır hayatın acımasızlığına. Yalnızların sırdaşı, hayal âleminin baş mimarıdır. Seven gönüllere dermandır. Sözcüklere can vermektir kendi canından. Mecnunî aşkların tek sığınak noktasıdır. Aramaktır çölde serabı ya da Mehlika Sultan’a kavuşmayı arzulamaktır. Sembolik aşkların havanda kaldığı, gerçek aşkın arandığı bir deryadır. Bedeni hafakanların basmasıyla bir vaveyla ile cinnet geçiren bir halet-i ruhiyenin eseridir. Ne hayallerin süslendiği tatlı bir saray ne de gerçeklerin acımasız yüzüdür. Karanlıklar ortasında umuda haykırıştır sadece. Derin hezeyanların aksi, parçalanmış yüreğin korlanmasıdır. Hayatı sorgulayış ve arayışın ta kendisidir. Maddenin anlamını yitirdiği, mananın gerçek değerini bulduğu erenler bahçesidir...
MÜKERREM KALKAN
TÜRKÇE ÖĞRETMENİ
mahzun
bakışlarında keşfettim
dünya içinde bir dünyayı
demir attım limanına
engin dağlardan ve
ağır fırtınalardan koparcasına
GÜL VE ŞEMSİ
Esrarengiz hayatın mai düşleri,
Beni sevdaya salar gülüşleri.
Zaman tünelinin umut yolcusu,
Sen misin gonca güllerin sonuncusu?
Yanar yüreğim yanar,inkisarını duydukça,
bir uçurum ki
dönüşü olmayan bir yol
bir saplantı içinden çıkılamayan
çıkılması imkansız bir labirente dönüştü düşünceler
bir ihtimal dahi olmayan olasılık.
yıkık dökük bir hayat
ben
sevda diyarının
melankolik aşığıyım
sen
Kafdağının ardındaki
ulaşılamayan sevgilisin
ben kimim, neciyim bu yaşam kimin
muhayyilemde tasarladığım ümidim nerede
sevinçlerim ve göz yaşlarım onlara ne oldu
ya kuşlar onlar da göçüp gittiler mi
yapayalnız çöllerde serabı mı arzuluyorum
yoksa Kafdağı’na ulaşmayı mı arzuluyorum.
Yeşil Kelkit çayıyla,
Soğuk paharlarıyla,
Kiptaş’ın Kent Parkıyla,
Bir başkadır Kelkit’im.
Alansa kömürüyle,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!