hapşırdım üzgündün geldim
aksırdım süzgündün gördüm
tıksırdım büzgündün saydım
öksürdüm düzgündün sövdün
üzgündüm hapşırdın geldin
her dem safsın, kırılgan hem de
hor ve çıtkırıldım, sırçasın öyle ki
sarma belleğine, sarpa yüreğini
zora sev gibiler belli, törecik belli ki
ırzdan ince, töreden koca, gül’ce
yaşam bu aşerse de düşürse de
tez elden çarkı çevirmek hüner
iyi de yine güneş ağlıyor yerde
kemik yığını küçümen çok beden
kuş kafesine sığarlar da suspus
Bir damlaydım
Umuttum deli
Barış dedim
Dost bildim
Deli sevdim
Yüreksedim
seçim geçim kimin televizyon
siyasi zuma kan cama-vizyon
başka kime nasiptir nedir sahi
medya patronunda provizyon
-beyazcam senin benimdir yani
-Düşman amcam artık sındık
burayı bombalama son maçlık
sağ kalan birkaç bızdık toplandık
toprağa düşmeden uçuk buçuk
bir tek kale maç oynayacaktık!
sığda alıştır ağını usulca
suyundan kaçırma derine
umun hamsi usun kalkan
usunu bas gaza yozu frenle
üretenin insancıl soluğuna
erdemin gol pası onuruna
“Yaşam Oyunu” başlıyor Erenler,
Herkes buyursun yerlerine…
İşte dağarcığımız, işte kelimeler;
“Umuduma- Kimliğime-Geçmişime- Geleceğime…
Elendim- Eklendim- Kafeslendim- Yüklendim”.
Alın size dört heybe, her takıma bir heybe…
emeği anmayan andım olmadı
güdük ütopyalara bilenmedim
inadına tek karanfil hazırımda
varım verecek günü beklerim
umudum dağılırsa az uz
bir ufacık çocuk
yaşama sunulmuş
açlığa yokluğa
emzirip tokluğa
bilete jetona
peçeteye tartıya
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!