Köyün alt başında bir ur yükselir
Yerden gri bir kütle gibi dikilir
Görenler bu taşta bir sır sezer
Gri bir kayadır bizim Köşektaş
Asırlık rüyadır bizim Köşektaş
Bir ermişin varmış devesi, yavrusu
Bir gün kaybolmuşlar, budur doğrusu
Aramış bulamamış, bitmiş uykusu
Söylence böyle başlar Köşektaş’ta
Hikaye dile gelir Köşektaş’ta
Ermiş kovalarmış, deve kaçarmış
Yer yarılmış sanki, göğe uçarmış
Bu huysuz inat sabrı aşarmış
Ermişin sabrı taşmış Köşektaş’ta
Menzilinden şaşmış Köşektaş’ta
"Tanrım yoruldum ben, canımdan bezdim
Dermanım kalmadı, dağ taşı gezdim
Bunları olduğun yerde taş et" der
Kıyamete kadar dursun Köşektaş
İbretlik bir nişan olsun Köşektaş
Tanrı kabul etmiş bu dertli kulunu
Kesen kesmiş devenin yolunu
Sessizce taş olmuşlar, büküp belini
Deveyle köşek donmuş Köşektaş’ta
Adını oradan almış Köşektaş
Çocuğu olmayan kadınlar gelmiş
Kayanın dibinde kurban kesilmiş
Bezler bağlanıp, çivi çakılırmış
Şifa aranırmış ulu kayada
Umut filizlenirmiş bu dünyada
Rüzgarla aşınsa da o vakur durur
Tarihin kalbi bu taşta vurur
Türkmen’in ruhunda kutsal bir onur
Efsane yurdudur bizim Köşektaş
Taşlaşan sevdadır bizim Köşektaş!
Kayıt Tarihi : 29.12.2025 15:07:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!