MUHTEŞEM ÖLÜM (kıssa)
Caminin birinde bir imam efendi varmış,
Namazı, Tadil-i Erkâna uygun kılarmış.
Böyle namaz kılmaya fazla dikkat edermiş,
Cemaat ona hayran, oldukça da severmiş.
Bir öğlen namazında imamı huşu bürür,
Sağa selam verirken bir aksakallı görür.
Sola selam verince hemen döner sağına,
İhtiyarı göremez, kurt düşer dimağına.
Haydi, farza buyrun der cemaate şefkatle;
Huşuyla eda eder, her zaman ki dikkatle.
Sünnette yaşananlar farzda da tekrarlanır,
İmam oldukça şaşkın daha da meraklanır.
Son sünnette oturup sağa selam verecek,
O pir yine orada, nerdeyse delirecek.
Sola selam vermeden sorar: Kimsin, necisin?
İlk defa görüyorum, sen kimlerin nesisin!
Sağa bakarım varsın, sola bakarım yoksun.
Bu hali görse ister misin cemaat korksun!
İhtiyar adam: “Beni çok merak ediyorsan,
Tarif edeyim yerimi, bulursun istiyorsan.
Cemaatle birlikte karanlık bir yoldan geç,
Sonra daha da korkunç daracık sokaktan geç.
Ondan sonra yeşil bir kapı çıkar önüne.
Kapıdaki yazıyı hemen kaydet gönlüne:
LAİLAHE İLLALLAH MUHAMMED RESULALLAH,
Sağ adımla girerken kalbin desin BİSMİLLAH.
O kapıdan girince karşında bulacaksın,
Kim olduğumu ancak o zaman bileceksin.”
İmam efendi, hemen cemaate anlatmış;
Ne bir kelime eksik ne üstüne laf katmış.
Başımdan bir iş geçti biraz önce namazda,
Benimle gelen var mı? Gönül ister birazda.
Cemaat, çok sevdiği imamı bırakmazlar;
Karanlık yoldan geçip kesinlikle korkmazlar.
Korkunç yeri görünce göz, göz olup açmışlar,
O kadar korkunçmuş ki, hepsi birden kaçmışlar.
İmam bakmış geriye orda kimse kalmamış,
Cemaatle ileri gitmek nasip olmamış.
İmam efendi geçmiş o sokaktan içeri,
Yeşil kapıyı görmüş, kamaşmış gözün feri.
Kapıdaki yazıyı okurken der BİSMİLLAH:
LA İLAHE İLLALLAH MUHAMMED RESULALLAH.
Kapıdan girer girmez, adeta büyülenmiş;
Burası neresidir? Nerdeyim deyivermiş.
İhtiyar, bir koltukta imamı bekliyormuş;
İmamın ruh halini önceden biliyormuş.
İmam efendi, hemen sormuş ona soruyu:
Dediklerini yaptım, söyle şimdi doğruyu.
Yaşlı adam gülerek der ki: “İmam efendi,
Ben Azrail’im ruhu teslim almam istendi.
Öğlenin sünnetinde gördüğün bana yetti,
Yağdan kıl çeker gibi ilk selamda iş bitti.
Ruhu senden alırken ne eziyet ne çile,
Öyle kolay oldu ki, anlayamadın bile.
Karanlık sokak var ya, işte o tabutun senin;
Daracık olan yer de o çok korkutan sinin.
İmanın ve amelin can özünü kavurmuş,
Kabul olmuş emelin buralara savurmuş.”
Pir-î Fâni der: İmam, anlamadın mı hâlâ?
Burası ahir mevkîn, eşsiz CENNET-İ ÂLÂ.
MEHMET ŞAHAN (PİR-Î FÂNİ)
22.02.2021 – İSTANBUL
Kayıt Tarihi : 22.2.2021 23:18:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!