Muhteşem Mektup - Garib Çoban

Engin Demirci
948

ŞİİR


61

TAKİPÇİ

Muhteşem Mektup - Garib Çoban

Muhteşem Mektup - Garib Çoban

Birlikte ilerleyelim, hala senin bir fotoğrafın var bende, yeni başlangıçlar için.
Kimsenin anlatmadığı bir aşk hikayesi var.
Bu ne ilk alna konan besmeleyle öpücüğün hikayesi.
Ne de bir ayrılık düğünün hikayesi.
Her şeye rağmen ayakta kalmış bir aşkın hikayesi bile değil.
Bu, hiç yaşanmamış bir aşkın hikayesidir.
Tüm aşk hikayeleri ve sonsuza dek mutlu yaşadılar ile bitmez.
Birdenbire çılgınca, beceriksizce, utanmazca, acı verici bir şekilde aşık olduk birbirimize.
Bu dünyada birinin diğerini anlaması o kadar kolay bir şey değil.

Harika insanlarla birlikte güzel şeyler inşa etmek istiyorum.
Yalancılarla, hainlerle, vefasızlarla daha fazla vakit kaybetmek istemiyorum, hayranlık duymadığımız biriyle.
Ve ben gitmiş olsam da, benden bir şey kaldı orada.
Bitmemiş özlenen duygulardaki besmele.
Bana bunu hatırlatan şarkı.
Ve orası benim de evim.
Bazıları hiç başlamıyor bile.
Onlar neredeyse bir şeydir.
Zihinde var olan ama gerçekte var olmayan aşklar.
Bir bakışta doğup sessizce ölenler.
Bu dünyada birinin diğerini anlaması o kadar kolay bir şey değil.

Bazen sorun sevgi eksikliği değildir.
Yanlış zaman, kelimeler hüznün mürekkebini sever.
Henüz hazır olmadıkları halde yolları kesişen insanlar.
Gerçekte ne oldu, gidenler kaybolmadı kendi oldu.
Kalanlar putlarının yorgunluğunun bir sonsuzluğunun biçiminde gölge oldu.
Sakladığımız anılar bize ders vermek içindir.
Bizi üzmek için değil.
Bize oyalanma fırsatı değil, düşünme anları sunarlar.
Sevgiyi hiç bitmeyecek şekilde beslemek için.
Bu dünyada birinin diğerini anlaması o kadar kolay bir şey değil.

Çok erken tanışan veya çok geç tanışan insanlar.
Ne olabilirdi ama zaman izin vermedi.
Bir aşkı kaybetmekten daha acımasız bir şey var mıdır?..
Evet.
Hiç sahip olmamış olmak.
Bir şeyin var olduğunu bilmek.
Ama asla gerçekleşmemiş olması.
İkisi de bunu hissettiler ama hiçbiri söylemediler.
İçindeki bir şey sana sürekli şunu soruyor!…
Ve eğer…?
Bu dünyada birinin diğerini anlaması o kadar kolay bir şey değil.

Hayatın içinde yuvarlanıp giden yol taşları gibi, bir gün tökezlediler.
Bu kadar farklı bir dünyanın birleştirdiği duygularda o kadar çok tesadüf vardı ki.
Gülümsemeleri güzel bir dostluğa dönüşmüştü.
Benim özgürlük anlayışım kendin olmaktır.
Ve ikisinin de ellerinde aynı şey vardı.
Hiç kimse sana hiç yaşanmamış bir aşka nasıl veda edileceğini öğretmez.
Çünkü hiç sahip olmadığın bir şeyi nasıl unutabilirsin ki?..
Bu dünyada birinin diğerini anlaması o kadar kolay bir şey değil.

İnsan dipsiz bir kuyu olduğuna inanmalıyız.
Bazen aklım almıyor!.
Onu yalnızca ben, hem de öylesine içten, öylesine dolu dolu severken.
Ondan başka hiçbir şey görmez, bilmezken.
Ondan başka hiçbir varlığım yokken.
Nasıl olur da onu bir başkası da sever, sevebilir?..
Ancak sevmek belli sayıda gerçekleşir.
Karşılıksız sevenler aslında çok nadir gerçekleşir.
Bu dünyada birinin diğerini anlaması o kadar kolay bir şey değil.

Dolunayın doğuşunu daha kaç kez göreceksin? ..
Belki yirmi sonra hiç.
Şimdi bunca karanlığın üstüne, bunca putperest insanlar arasında kar yağarken.
Bir kimsesizler sokağının çay ocağından bir demli çay alıp, oturup bir mektup yazmalı.
Ve yine de her şey sınırsız görünüyor, ankaranın ayaz gecelerinde.
Yaşamak, insan içinde insan aramaktır.
İnsanlar o kadar tuhaf varlıklardır ki.
Kendilerini sevmeyi öğrenmek için kötü deneyimlere ihtiyaç duyarlar.
Hiç var olmamış bir yokluğun ardından nasıl yas tutulur?..
Bu dünyada birinin diğerini anlaması o kadar kolay bir şey değil.

Ama hala acıyor.
Çok fazla şeyim var.
Ama onsuz hiçbir şeyim yokmuş gibi.
Gerçekmiş gibi acıtıyor.
Çünkü öyleydi.
Seni çılgınca sevmek istiyorum.
Kelimeler istemiyorum.
Ama anlaşılmaz, anlamsız, en ilkel varlığımın dibinden gelen, karnımdan bal gibi akan haykırışlar istiyorum.
Beni boş, fethedilmiş, susturulmuş bırakan delici bir sevinç.
Bu dünyada birinin diğerini anlaması o kadar kolay bir şey değil.

Hiçbir zaman bitmeyen aşklar vardır.
Yollar ayrılsa bile, hayat bu sessizlikleri dayatsa bile.
Bazı hikayeler silinmez, bizi dönüştürür.
Bize sevginin bazen varlığıyla deneyimlenmediğini öğretir.
Bugün herkes yaşadığı aşkı kutluyor.
Ama var olma şansı olmamış aşktan kimse bahsetmiyor.
Hiç gerçekleşmemiş.
Ama hiç unutamadığınız bir aşkı hissettiyseniz.
Bu dünyada birinin diğerini anlaması o kadar kolay bir şey değil.

Diğer şeylerin yanı sıra, insan davranışından kafası karışan, korkan.
Ve hatta putlarından iğrenen ilk kişinin sen olmadığını keşfedeceksin.
Bu konuda yalnız değilsin.
Bunu bilmek seni heyecanlandıracak.
Ve teşvik edecek iyiliğe.
Karşılaşma belirleyici bir şeydir, bir kapıdır.
Bir kırılmadır, zamanı işaretleyen ve öncesi ve sonrası yaratan bir andır.
Birçok, birçok insan şu anda senin kadar ahlaki ve ruhsal olarak rahatsız olmuştur.
Bu dünyada birinin diğerini anlaması o kadar kolay bir şey değil.

Sevgililer Günü gibi günler sıradan bir gündür.
Ama kendinize olan sevginiz sonsuza kadar sürer.
Özünüzü kucaklayın, sizinle birlikte olmanın tadını çıkarın ve unutmayın.
Kendini sevenler asla gerçek anlamda yalnız değildir.
Neyse ki, bazıları sıkıntılarının kaydını tutmuştur.
Mahremiyette ise ortam sabun köpüğü kadar narin.
Birkaç uygunsuz söz.
Ve güm!..
Her şey silinip gidiyor.
Arzu, bağ, sihir, sadakat elveda.
Eğer istersen onlardan öğreneceksin.
Tıpkı bir gün, eğer sunabileceğin bir şeyin varsa.
Bu dünyada birinin diğerini anlaması o kadar kolay bir şey değil.

Ey aşk, çok tatlı sözler fısıldıyorsun, teheccüt vakti.
Şems vakti sadece ölü çiçeklerin duyabileceği.
Ben affetmekten veya intikam almaktan bahsetmiyorum.
Benimki daha basit, bunu sessizce söylemem lazım.
Bana zarar veren insanlar benim için var olmaktan çıkıyor.
Onlar için bir daha asla endişelenmiyorum.
Unutmak tek intikam ve tek affetmedir.
Birinin senden bir şeyler öğreneceği gibi.
Bu güzel bir karşılıklı düzenlemedir.
Ve bu eğitim değildir.
Geçmiş geçmişte kaldı.
Karşılıksız sevmekle yazılan şiirdir.
Bu dünyada birinin diğerini anlaması o kadar kolay bir şey değil.

Bir gün dalga denize sorar.
Beni seviyor musun?..
Ve deniz cevap veriyor.
Seni o kadar çok ve o kadar güçlü seviyorum ki.
Ne zaman yeryüzüne doğru uzaklaşsan,
Seni geri çekiyorum kollarıma alıyorum.
Seni gerçekle inciten kişi sana, sana acıdığı için yalan söyleyen birinden daha çok saygı duyar.
Zamanın karşısına oturdum ve sordum:
Seni ne yapayım?..
Zaman bana cevap verdi!..
Yaşa ve sanki yokmuşum gibi davran.
Üşüyor musun?…
Nereye hangi gönülsüz sahile bıraktım ki...?
Bu dünyada birinin diğerini anlaması o kadar kolay bir şey değil.

Dünyalık putlarına köle olma, aklını kullanma cesaretini göster!..
Ama senin bu halin, son derece rahatsız edici.
Eğer bir insanın düşünceleri, içinde hakikati ve hayatı barındıracaksa, bunlar onun kendi temel düşünceleri olmalıdır.
Çünkü onun gerçekten ve tamamen anlayabildiği sadece bunlardır.
Başkalarının düşüncelerini okumak, kişinin davet edilmediği bir yemeğin artıklarını alması ya da bir yabancının yırtık dökük elbiselerini üzerine geçirmesi gibidir.
Bu dünyada birinin diğerini anlaması o kadar kolay bir şey değil.

İnsan, hep nefsini düşünmektedir.
Eski bir mektup bekler teheccüt vakti , şems vakti asla okunmayacak bir adreste.
Karşılıksız sevgi, istenildiği zaman yeniden keşfedilen çocuktur.
Senin sayende şems vakti bende en iyi olan ne varsa onlar uyandı ve yaşayabildi.
Senin sesin artık silinip gidemez.
Çünkü o ses benim ruhumun teheccüt vakti meydan okuyuşudur.
Leylâ'nın Mecnun'a mektubu şöyle başlıyordu.
Allah'ın adı ve selâmından sonra!..
Bu mektup bir gönlü yaralıdan, saygı ve sevgi sahibi bir yaralı gönledir.
Yokluklar, varlıkların değerini bilmeye yarar.
Bu dünyada birinin diğerini anlaması o kadar kolay bir şey değil.
(Y.ed - Güzide Mektuplar Albümü)

Engin Demirci
Kayıt Tarihi : 25.2.2025 22:52:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


İnsan gönlü sırr-ı mübhemdir. İnsanla oynamaya gelmez. Şeyh Şabanı Veli k.s.

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!