Muhsin Yazıcıoğlu - Muhsin’im

İçimizi yiyen bir kurt olur, Muhsin’im seni bulamamak
Saatler geçmez akşam olur, sabahla yeni bir gün doğacak
Her yan koyu sis, kar, fırtına, ayaz ile soğuk her bir yerde
Siz kazadan kurtulsanız bile, soğuk ölümünüz olacak
…
Seni düşünmek gönül aşinalığımızdır, seni düşünmek
Ayaz vurmuş beyaz tenine, uzanmış Yaratana ellerin
Nedir yüzünde kaderin izleri, bu kar ve kışta yürümek
Umutla ağlıyor, endişeyle bekliyor bütün sevenlerin
…
Kaç kez ant içtiler ardından, ağlarken bütün alperenlerin
Bir ateş düştü senin yüreğine, sana gönül verenlerin
Bir çözüm ve bir çare bulunacak sandı da inandı herkes
Bir haber beklerken, ayazdan dondu, dondu sanki erenlerin
…
Hayatın alaborasında yıldırmadı en haşin dalgalar
Duruşuna, vuruşuna hayrandı tüm eş dost, hatta kargalar
Uydun yürek sözüne de, boyundan büyük sevdalara battın
Bu ülke acizliğe, çaresizliğe ve ölümüne ağlar
…
Senin ardından gökyüzü de ağladı, karını da kesmedi
Ulu dağlar koynuna aldı da seni bize geri vermedi
Saatler durdu, güneş durdu, nefesler durdu ve hayat durdu
Ne Maraş, ne Türkiye, ne de dünya böyle bekleyiş görmedi
…
Şu sevdan var ya! Senin o sevdan bile kuzu eyler her kurdu
Bir hüzün, bir yas kapladı bir baştan diğer başa ta bu yurdu
Tüm yollar yokuştu, Tüm sonlar bile neticede bir var oluş
Tedbir takdiri bozamazmış, Mevla takdiri böyle buyurdu
…
Ağalar, beyler, paşalar seni aramaktan çok yorgun düştü
Yokluğuna gönül koyduk, varlığın da, yokluğun da bir düştü
Kader katlederken tüm umutları, saat saat, ve an be an
Eller semaya açıldı, diller, gönüller duaya dönüştü
…
Biliyoruz ki bu ayrılık, ayrılık kaderimiz olacak
Canım yanacak, canımız yanacak, hep birlikte yanacağız
Hani düşer ya dal yaprağından, et tırnağından çıkar gibi
Öyle kopacak, öyle susacak ve öyle bir ruh olacağız
…
Gitme dememek için sesimizi boğacak, boğulacağız
Senin gidişine, bizim kalışımıza donup kalacağız
Bu ayrılık kaderin zaferi olacak, yanında insanlık
Yüreğinden kan damlayan, seni seven adamlar olacağız.
…
K.Maraş–280309