biz tandırdan çıkan
ekmek kokusuyuz
biz harmanı savuran yel
değirmeni döndüren su
ırgat sofrasında soğan
köy düğününde halay
Dağlarımda barut kokusu
insanlar insanlığı tüketti
annelerin gelmez uykusu
insanlar insanlığı tüketti
değiştirdiler yalancı dünyayı
canımıza can katan
sevdalımız yürek yanğımız
yatağımızda kanımızı kaynatan
soframızda ekmeğimize bal katan
oçağımızda duman gibi tüten
sevdalımız anamız kadınlar
kağnılar yürüyordu
geçeleri yayla yollarında
öküzlerin boyunlarında
gurbetliğin ağır vebalı
ağır ağır ilerliyorlardı
çınğırak sesleriyle
seni gördüm
akan göz yaşımda
sevdan beladır
benim başımda
beni artık bulamasın
sen vefasız yar
hayatımızı esir oldı
bu televziyon dizileri
bütün zamanımızı çaldı
bu televziyon dizileri
hep bir birinin kopyası
Buğün dalğalısın
benim denizim
halkına sevdalısın
benim denizim
güzel günler bizim
sen sevdam başıma
hep belamı olaçaksın
sen deli gönlüm
beni yerden yeremi vuracaksın
sen iki gözüm
hergün ağlayacakmısın
hanemize misafir gelende
kurulur baş köşeye çay
biraz bekleyip demlenende
yudum yudum içilirsin çay
yüreğimiz harereten yananda
Bir çaydanlığımız vardı
sapı kırık üzeri isli
sabahtan başlardı kaynamaya
gün boyu beş kez demlenirdi
karanfil kokardı kaynayan çay
inçe beli bardakların sevdalısıydı
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!