Çöp sepetinde kağıtlarda kaldın
Yakılmaya hazır bir çakmaklıksın
En güzel yıllarımı sen çaldın
Müebbet değil idamlıksın
Sevgi kalbinden firar etmiş
Güneşin saltanatı bittiğinde
Gecenin karanlığı çöktüğünde
Gözlerin kapakları düştüğünde
İnsanlar uykuya daldığında gel
Sabah ezanları okunduğunda
Akrostiş şiirler yazıyorum
Sana olan ilgimden
Yemiyor içmiyorum
Adını andıkça doyuyorum
Alelade bir şey değil benimkisi
Bak aşkım eriyor
Son nefesini veriyor
Yavaş yavaş ölüyor
Dön gel diyor
Bu aşka yazık oluyor
Siz sordunuz ben söylerim
Benide iyi dinleyin
Yalan değildir sözlerim
Sonra da alay etmeyin
Eskileri karıştırma
Bir güz günü yaza ermeden
Kuruttun,ağaç gibi yeşermeden
Öldürdün beni ecel gelmeden
Başıma bir taş dikmediğin kaldı
Ömrümü yoluna heba ettim
Ne verdin ki ne istersin,
Sana borcum yoktur dünya
Bu garibe ne gösterdin,
Arsızlığın çoktur dünya
Biliyordum sen yalandın
Yıllardır aklımdan hiç çıkaramadığım
Rüya mı kabus mu ayıramadığım
Hayra yormak isteyip yoramadığım
Gecelerimi zindan eden düş gibisin
Bilmem ki aklım ermiyor nesin necisin
Neler gördü benim gözüm
Nelere Şahit oldu ömrüm
Çağlayan gibi coşan gönlüm
Şimdi durgun göle döndü
Neler geldi,neler geçti
Bir garip haldeyim ben
Ne gökte,ne yerdeyim ben
Bir zalim eldeyim ben
Dostta düşmanda dildeyim ben
Ne küçük ne büyük orta yaştayım
yüreğine sağlik babalarımız ne kadar özeller değilmi inanın beni ağlattınız duygunuz daim olsun