1991 senesinde Altındağ/ Ankara'da dünyaya geldim. İlköğretim 4.sınıfa kadar Amasya'da daha sonrasında babamın tayini üzerine geldiğimiz Çorum'da öğrenim hayatıma devam ettim. Üniversiteden Türk Dili ve Edebiyatı bölümü mezunu olarak ayrıldım. Lisans tezi olarak Orhun-Yenisey Yazıtlarının günümüz Türkçesine çevirisini tamamladım. Üniversitede yayınlanan edebiyat dergisinde çeşitli şiir ve makaleler paylaştım bunun dışında çeşitli sosyal etkinliklerde şiirlerimi halk ile buluşturdum. Üniversitede düzenlenen şiir yarışmasında ikincilik ödülünün s ...
Biz, içmeden beraat ettiremeyiz sözcükleri
Aşk, alkole batırılmış bir sözcük değil mi?
Kafası güzel bir fahişenin fantezisi..
Kaç A4 yapar ki hikayesi?
Bulanıktır hem mürekkebi
Sen gül,
Umutlar yeşersin ülkemde
Yıkılmış ne varsa şu makus kaderde
Sen yürü,
Vuslat ile hicran kardeşmiş meğer
Biri “bekle” diyor biri “git” diyor
Yüreği sel yaptım koydum önüne
Biri “atla” diyor biri “bat” diyor
Dildir gönül mızrabına nağme yağdıran
Ölümünde uykusu kaçar, çatlayan bir bardaktan süzülen su gibi karışır toprağa. Bir türlü ismini koyamadığım rüzgarlar ve hiçbir şeye benzetemediğim bulutlar kadar günahsız, masum gözlerinin arasında dans eder. Kemikleşmiş bir yalnızlığın giyotini gibi, hiç sevemediğim şarkıların en can alıcı yerlerinde buğulanır sesin ve o damlacıklarda kaybolurum ben her gece. Önce kendimi affetmeliyim, bağışlamak, bağışlanmamın kapı koludur. Eksik bir cinayet var, biliyorum. Ben her dokunuşta avuçlarında ölümü bağışlıyorum.
Bir çocuk daha meleklerin kanadında gökyüzüne çıkıyor bu gece.
Bir baba daha ağlıyor paslı ve yaslı gözlerinden süzelen yaşlarda hece hece.
Bir bomba daha patlıyor işitiyorum kulaklarım kanarcasına duyuyorum.
Eksik bir cinayet var biliyorum.
Ben her gece cennette o bebekleri görüyorum.
Sırça köşkünden alıntılar yapıyorum esmer tenine
Boynuna asırları diziyorum inci inci
Merak etme sevdamı sürmeyeceğim dudaklarına
Saçlarından yıldızları eksik etmeden, ekmek katıyorum biraz okyanusuna
Kısırlaştırılmış bir at koşuyor, bölünüyor sevdalar sevdama
Küçük bir şiirde yaşıyorum ben
Yıldızlar geceleri nokta oluyor cümle sonlarında
Hilal, virgül olup geçiyor üstünden bu küçük şiirin
Ve bulutlar üstünü örtüyor kötü sözcüklerin
Cırcır böcekleri duygulu birer nota oluyor
Çiçeklerin en güzel harflerini serpiştiriyor etrafa
Öldüğün zaman toz olacaksın
Güzel olsan ne fayda
Dünya kadar malın olsa
Sığacağın iki metre
Dünya senin olsa da
Her yere kurulsan ne çıkar
Belki gözlerim şahit olur senin sevgisiz bakışlarına
Belki dilim lal olur 'seni seviyorum' derken masmavi gökyüzünün altında
Belki gitme demek için sebebim olursun
Belki...
Belki onlarca mısrama katık olursun diye düşünerek yazdığım binlerce kelimeyi armağan ediyorum sana bu gece
Askere giden bir delikanlının hüznü gibiydi
Sevişmeler
Geçen günlerin bekaretini yoklarken zaman
İşgal altındaydı tüm papatyalar
Avucumuza diktiğimiz
Söndürülemeyen bir orman telaşı gözlerin..
Yalnızlıklar soyununca teninden, eflatun damarlarında votka volta atıyor
Hileli bir zar utancından sabıkalı
Kaldırımlara düşen çocukluğun sırılsıklam masumiyeti
Salıncak kurmuş kirpiklerinde
Gece uçurum mavisine boyarken kısa saçlı düşlerini
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!