Sen uyurken girdim
usulca
vefasız gönlüne...
Hiç farketmedin
duymadın
hissetmedin
Duygular yüklü yağmur bulutları gibi
şiirler sağnak yağmur
Duyguları paylaşmak;
yağmuru paşlaşmaktır
ıslanmak
sırılsıklam
Boşa koyarım almaz,
Doluya koysam dolmaz,
Ağaca asarım kuş konmaz,
Fırında yanmaz,
Buzlukta donmaz,
Beni
YAŞANMIŞ BİR ÖYKÜ
Bu çilekeş mesleğin mensupları olan bizler; kuş uçmaz,kervan geçmez yörelerde devletimizin tek temsilcisi olarak en ücra köy ve mezralarda görev yaparız.Bize bu yüzden köy öğretmeni denir.Ve biz Dünyanın bütün çiçeklerini sever,onlara gözümüz gibi bakarız.
Köyde görev yapan öğretmenler okullar açılmadan Eylül ayında göreve başladıklarında alır ellerine valizlerini düşerler yollara her biri ayrı yörelerden aynı kaderi paylaşmaya,sevinçle varırlar köye.Köy tarladır,tarlasıdır onların ekecekler-biçecekler….Varsın suyu olmasın,yolu olmasın,elektrik,telefon olmasın ne çıkar.Aslan gibi yürekleri var ya.Köye varılır.
Tanışır bilişirler kader ortakları ve eğer birkaç öğretmen iseler her gün bir araya gelir zaten çoğunluğu okulun lojmanında yada müdür odasında kalır bazıları ve her an birliktedirler kader ya bu…!
Çoğu zaman bir sevda düşer yüreklerine ve kader arkadaşına vurulur,sever onu.Kendi arasında da olsa söz keserler.Bir ömür boyu beraberliğe ve bir ömür paylaşmaya bu çilekeşliği…Okulun badanasını yapar,çitleri onarır,planlarını hazırlar, akşam olunca da hep bir araya gelir çile ocağında kaynattıkları çorbayı içerler.Bu sırada kapı çalınır”bir hastası vardır”yardım ister” Memed Emmi’nin gelini doğum yapacaktır,yardım ister aman öğretmenim….koşar benim öğretmenim, çorba kaşığında bırakır açlık hislerini…
OĞUL;
İnsanlar Vardır, Şafak Vaktinde Doğar, Akşam Ezanında Ölürler.
Avun Oğlum Avun.
Güçlüsün, Kuvvetlisin, Akıllısın, Kelamsın.
Biz seni hiç anlatamadık-atam-
Umudum dediğin gençliğe
Saçlarının sarılığını moda yaptılar
Gözlerine sürdüler
Entelliklerinde
_____- maviliğini
Bir damla suya hasretim derken.
Engin denizlerde
Hasret kaldım
Bir avuç toprağa…
Tüm yemişlerini afiyetle yerken
Yalan dünyanın
ansızın girdiler bir gece yarısı
loş odamızın açık kalan penceresinden
karanlık gözlü adamlar gibi
bakir düşlerimizin koynuna
dost bildiğimiz aynalar
Kimsenin aklı ermedi
…..…….yaptıklarına.
Herkes merakla bekliyordu
Sonuç:
N’olacak
Diye…
Sen sevgiliyi
Öğle sıcağında serinlemek için
Kesip yiyeceğin,
Orta boy bir karpuz seçer gibi mi
Seçiyorsun ki;
Orama burama tıklayıp,
F Tipi cezaevinde yanarak ölen Muharrem Çetinkaya ile bağım yoktur.
Bilgilerinize...