Bir kamu kuruluşundan işçi emeklisiyim halen özel bir setörde çalışmaktayım evli ve iki çocuk babasıyım
Bekleyip durur sandalye bırakıldığı yerde
Senelerdir bitmez gözcülük nöbeti
Gün altından alsa birisi
Bir sabah kahvaltısında,yemek masasında
Yada laf laflaflama sırasında başlasa görevi
Bu yerler ölür böylece
Üst baş eski, yalın ayak
Dolaşırdı biçare sokak sokak
Ne zaman uğrasa büyüklerinin yanına
İlle de anlatırlar madenden bir hatıra.
Dinlerdi o da onları korkuyla bir köşede
Bir gelebilseydin, görseydin halimi.
O engin koruyucu şefkatinle hani.
İlla söyleyecek bir laf bulurdun bende.
Bu gün yine buradayım, gör bak anne.
Olan yine akşam gün kavuşmakda
Derenin şırıltısı kalmış kulaklarda
Yaklaştıkça canlanıyor hatıralarda
Harabe köy odası yok ortalarda
Şenlenirdi ramazanlarda, bayramlarda
Birkaç kap yemek koşulurdu köy odasına
Yakındı gün ay nedir
Sorma bana hatırlamam
Kolkola değildi gezmişliğimiz
Kahrımızda baş köşeye
Çullanmamıştı henüz
Dolaşırken o yemyeşil
İçimden bir ses bana bu günde
Bendeki şu hasret hanene
Bir kertik daha attırıp
Bir ızdırap vereceğindi yine
Benimde bildiğim bu yürekten senin
Dayan biraz
Şunun şurasında
Üçbeş yıl daha
Bakma çöken avurtlarına
Kar beyaz saçlarına
Göçmüş omuzlara
Organların uzuvların taş kesilmiştir
Orada beklenmez öylece durulur
Bir bitki bir ağaç taş misali
İçeriden gelen havadan medet umulur.
Kara haber duyulmuştur acı gerçek ortada
Bu çalgı çengi
Düğün bayram havasında
Bayraklar flamalar
Haykırmalar semaya
Sen devirdiğin çam ağacına bak
Yont dalını budağını
Evet insana keşke seneler önceki durum hiç değişmeseydi olmasaydı şu teknoloji meknoloji dedirtecek dizeler tebrikler efendim
Allah böyle acılar göstermesin birdaha. Dmuyarlı yüreğinize sağlık