Gökyüzünün rengi kayboldu senden sonra
mavisi yok,
beyaz yok...
mekana yansıyor bir dem fırça
darbesi grimsi bir hüzün...
Artık anlamı kalmamış hayaller vuruyor,
Düşlerimin kıyılarına...
Ne sen artık eski sen,
Ne de ben o yum...
Sor yüreğine bensizliği,
Sor hadi bana sensizliği,
Tutarsız bir sevdaydı bu aşk, yaz bir kenara…
Yinede sevdim seni be vefasız,
Alma, alma ahımı acımasızca.
Rıhtımında, maviye çalan bir akşam hüznünde dolaşıyorum...
Kanıyor gönlüm... yüreğim yanıyor sensiz yine bir karanlık gece bu...
Hani Ne anlarımız vardı seninle... Seninle zaman bile yitiriyordu zamanı...
Teninin o maviye çalan sıcak ikliminde dolaşıyor, kokunu sürüyordun...
Bir veda busesi bile veremeden gittin... Yokoluşun yok etti beni...
/...Bir duygu muydu aşk yalnızca, dimağımın bildiği
Sende bulduğum şey huzur ki ömrümce aradığım
O şuh bakışlarında ah!
Gizlenmiş meğer minel aşk... /
Ve sen…
Sisler acı bir durgunluk katarak daha da çıkmaza boğuyor, gecemin karanlığını...
Hüzün, evet... Hüzünlüyüm bu gece...
Yıllanmış bir şarap gibi hayatım...
Kim bilir tadında kim boğulacak...
Geçmek bilmiyor yıllar, aylar ve günler...
Gök mavisidir bakışlarım,
Sukutadır hep haykırışlarım,
Esiriyim bu kentin acımasızlığının,
Ben, bu kentin şairiyim...
Her mevsim bir başka kabarır deniz,
Eylül tılsımının arefesinde, akıyor zaman...
Hasretler,hüzünler,sevinçler,
Nefret ve intikam duygularının debdebesiyle kanayan içimde...
Eylül akşamları farklı bir sızıdır, sızıntıdır...
Esintidir; kaptırır aşık olursun kendini...
Gece küheylana doğru,
Atsam bir ok gökyüzüne,
Ve bir yıldız kaysa,
Hayata dair tüm yanlışları,
Öksüz bırakılan hayalleri biliyorum...
Yasaklarda tomurcuklanan sevdaların şarkılarla büyülendiğini,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!