mezarları sevdirirdin hep bana
mermiden gülüşün vardı senin.
seccade koltuğumda öksüz,
dualar korkatı yüreğimde.
yönünü bilemeyen,
sarhoş anılarla yaşarken,
kemikle kefenlenmiş ruhum,
plastik damarlarımda dolaşırken,
alevden hapishanelerin,
rüyalarında küser gerçekler...
yokluğuna sığınırken,
yangınlı ormanlarıma,
ölüm bir kahpe hançer
bekler düşlerimi
ama ben yine korkmam ondan
yok edemez gülüşlerimi
...
dünyam bir özge candır
seni sevmek acıyı sevmekse,
gözyaşı dökmekse her gece
sorularla boğuşup,
yenilmekse çaresiz....
ölmek istemekse,
sorma titrersin,
en baharsız yeşile
senin için geldim...
anılarım için....
yetmeli ve bitmeli,
kemikle kefenlenmiş ruhum,
plastik damarlarımda dolaşırken,
alevden hapishanelerin,
rüyalarında küser gerçekler...
yokluğuna sığınırken,
yangınlı ormanlarıma,
bu denli muhteşem sözcükler nasıl bir kalbin eseri? bu kalbi bu hale sokan ne peki? her ikisine de hayranlık duymamak mümkün değil!