Gökyüzünde süzülen, yıldızlara misafir şu uçağı pelerin
yapsam kendime.
Kaçıp kurtulsam hiçbir âdemoğlunun bilmediği bir yere.
Sıkıldım zira; tahakkümden, yoksulluktan, nefretleri
göğe yükselmiş çehrelerden.
Geçerken şöyle bir uğrayayım sahile, dedim.
Ne tesadüftür ki, kimse uğramamış sahile.
Kendimi derin bir sessizliğe gömülmüş gibi hissettim.
Deniz gökyüzüne ayna olmuş âdeta.
Çıkardım ayakkabılarımı koydum bir kenara.
Fakir olmak kötü değil ki!
Rüzgara karşı sürüyorum sarıya boyadığım bisikletimi.
Kıyafetlerim anlayacağın hep yırtık, kirli.
Daracık sokakların efendisi benim sanki!
Hep elinde çubuk dondurması olan o çocukmuşum gibi.
Otobüsün farlarının ışığı sönük kalıyor,
gecenin zifiri karanlığında.
Yalnızca ben ve yaşlı şoför var koca arabada.
Ay ışığının altında, ağaçların koca dalları bir el gibi
pencerelere uzanıyor âdeta.
"Neredeyiz şoför?" diye soruyorum biraz korkakça.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!