Bir ela alevinde yanan o pervaneyim
Bu alev zümrüdîdir onca meşe altında
Dirildikçe yeniden tutuşur bütün madde
Yalnız pervane değil, pervane olmayan da
Toplanınca bir havuz başında gülüşleri
Şimdilerde çağlayan psikozik bu aşkın
Gördüklerin yanılgı, kaybettim ben kendimi;
Gölgem benden uzakta, kucaklıyor kendini.
Azrail mi şu gelen heybetiyle uzaktan?
Sürülüyor bedenim dünya denen kızaktan.
Dönüp durduk onca yıl bir koca yuvarlakta;
Ustalaştık adeta, gönülleri kırmakta.
Bir âteşin içinden bir âteşe itildim
Akşam olunca mihmân yarim gezer yanımda
Revnaklı bir dudaktan öpmek değil niyetim
Sen kov beni, bırak kalsın gözlerim yanında.
Sen mavisi ol ben sarısı ateşin
Birleşip yakalım
Çıkmazların yangınını
Ya da besleyip ayrılığı koynunda dağların
Biz kadar dayanabilirler mi bir bakalım
Toprak Yağsaydı Mesela bulutlara
Karalar Taşsaydı Ya Da Denizlere
Ağaçlar Yıksaydı Sağlam Gövdesiyle Rüzgarları
Bir Kere De Balıklar Avlasaydı Martıları
Öteler Gelseydi Pruvasına Bir Geminin
Bir yanı tam olsa da bir yanı kalır noksan;
Sen tamını ararsın, yarımdan azdır insan.
Bir dünya oyulunca inadın parmağıyla
Geçmişi şimdisinde düğümlenen bir ahu
Yanar kendi kalbinin azgın volkanlarında
Ölürken zaman isteyen dilencinin
Titrek avuçları kadar Israrcıyım sevmekte
Yedimde neysem yetmişimde o’yum işte
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!