15.01.1933 - 28.08.2016
Bize Miras kalan eski şiirimizde nadide türlerden MUHAMMES türünde, Mübarek Kadir Gecesinin mânâ ve ruhuna uygun münâcât-Dua sahasında, XVII.Y.Y. şairlerinden Şuhûdî'nin bir muhammesinden seçme iki kıta ve benim bu iki nadide kıtaya nazire kabilinden bir özenti kaydım.
----
Fâ'ilâtün Fâ'ilâtün Fâ'ilâtün Fâ'ilün
Ey Hudâ-yı Lâyezâl ü Lemyezel Hayyu'l ebed
Mâlik-i mülk-i ezel Mâ'bûd-ı bî-çün ü Samed
On sekiz bin âlemi îcâd iden Ferd ü Ehad
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Başka söze gerek kalmamış... Medet Ya İlahi... saygılarımla...
Aman Allah'ım; bu tevâzu, bu incelik, bu ruh asalet ve hassasiyeti karşısında insanın nutku tutuluyor; sırf insanlık izzetinin isbatı nâmına bu teşvik ve lütuflandırmalar başka bir söz söyleyemeyecek derecede insanın bu muhteşem tevâzu ve alicenâplığa hayranlıkla minnet ve şükrân hislerini; kabartyor... İnsanın gönlüne güzellikler sunup, bir takım değerler izafe ederek, iltifatın tevâzu ihtişamında kendisi üzerine bina ettirerek biçtiği mertebelerde esasen kendi yüksek şahsiyet ve hususiyetlerinin resmini müşahade ettiğimiz, Cenâbı Hakk'ın bu mümtâz şahsiyetteki tecellilerine şükür duygularımızın tezâhrüyle, geriye dönüp baktığımızda, ülkemiz adına, insanlk adına gönlümüze gelen istikbâle dair ümit ve bu ümidin dilimize düşürdüğü duayla Rabbim sayınızı artırsın diyebileceğimiz genç ve gençlerimize nümune-i imtisâl ümit insan Saygıdeğer Dr. İrfan Ylmaz kardeşim teşekkürler; esasen bu naçiz sahsımın haddi olmamakla beraber, sahsımın vesile ittihazında ortaya bir hedef koyulmuş olduğu nokta-i nazarında ve dua makamında teşvik unsuru taşıyan iltifatlarınızdaki tiplemelerinizde gelecek nesillerimizin tecellisi için Mevlâmdan niyazda bulunuyorum.... Bu güzel gönlün ve güzel niyet ve görüşlerinle Mevlâmın lütf ü ihsanına mazhar olasın dilerim; selâm, muhabbet ve saygılarımı ifade ediyorum; Allah'a emanet ol!...
Sevgili Ağabeyim Mustafa Benkli
İçinde Kadir Gecesi olmayan bin aydan daha değerli olarak müjdelenen bu kudsi gece dolayısı ile verdiğiniz bu şiir demetini yayına verdiğniz gün okumakla birlikte; yorum demeyeceğim, saygı ve hayranlığımı ifade amaçlı bu satırları engin hoşgörünüze dayanarak yazmam Bayram Gününe nasip oluyor.
Mübarek Ramazan Bayramınızı kutlar hayırlara vesile olması temennisi ile Size ve sevdiklerinize sağlık, mutluluk ve bütün ömrünüzün bir bayram sevinci ve coşkusu içinde geçmesi dileklerimi gönülden iletirim.
Gerek hece veznini gönüllere işleyen akıcılığı ve içinde barındırdığı gizli iç musikisi, gerek Aruz vezninin klasikleşmiş şahsına münhasır sanat ve edebi değeri ile kaleme aldığınız eşsiz eserlerinizi büyük bir hayranlıkla ve ilham alarak okuyoruz.
Ancak iş sizin şiirlerinize yorum yazmak konusuna gelince durum değişiyor. Eminim benim gibi düşünen pek çok şair kardeşim; sizin şiirlerine yorum yazabilecek düzeyde yeterli edebi bilgi ve kültürel birikime sahip olamadıklarından ve yüce şahsiyetinize karşı istemeden amacını aşan herhangi bir çümle ile sizi incitmiş olabilirler mi endişesinden dolayı sizin şiirlerinizin altına yorum düşme cesaretini gösteremiyorlar dersem; kanaatimce onların da hislerine tercüman olacağımı düşünüyorum.Tabi bu kendi acizane düşüncemdir. Yoksa hiçbir kardeşimin adına fikir beyanına yetkili değilim. Bunu da şiirlerinizin kusursuzluğuna rağmen yorum yazılmasındaki çekingenliğe bakarak ve kendi duygularım ile bu kanaate dayanarak söylüyorum.
İlham veren gönül aydınlatan bu sayfanız ve şiirleriniz için şükranlarımı arz ediyorum. Lütfen kabul buyurunuz.
Yazdığınız eserlere yorum mahiyetinde bir cümle dahi olsa yazamadığımın sebebini sadece size karşı duyduğum engin sevgi ve hürmetin bir ifadesi olarak değil aynı zamanda bu şiirlere yorum yazabilecek kültürel olgunluğa henüz erişemedğim içindir.
Hata küçüklere mahsusken , af etmek büyüklerin şanındandır. Bu güne kadar istemeden bir hatam olduysa , sevgili ağabeyimden affımı diler, hürmetle ellerindenizden öperim.
Huzurunzdan saygı ile ayrılıyorum.
Dr. İrfan Yılmaz. - TEKİRDAĞ
sizi ve dizelerinizi çok özledik
eyvah nede az kalmış gönül gözüyle gören
gemişi lügatından çıkarmış yeni yeten
hem üstad Şuhudi'nin Muhammesi hem de sizin nazireniz kelimelerle izah edilemeyecek kadar güzel bu öylesine alt alta gelişi güzel kelimelerin dizilerek yapıldığı iddia edilen bir şey olmayıp tamamen bir sanat eseridir, engin bilgi birikiminiz ve Türk diline hakimiyetiniz, hem okuduğunu kavrama hemde kaleme aldığının hakkını verme babında kendisini göstermektedir, kaleminiz her daim yazsın üstad şimdiden hayırlı bayramlar ellerinizden öpüyorum selam ve dua ile
Turhan Toy
Bu şiir ile ilgili 5 tane yorum bulunmakta