kalk gidelim seninle
dereler yoldaşımız, dalgalar kardeşimiz…
Bırakalım esmeri, kumralı;
rakıyı, şarabı
Bak şu dik görünen eğik duruşuma,
İçim bom boş;
adeta bütün muradı terk edercesine;
Üflendikçe boşluğumu ağlar,
Delik delik olan benliğim.
Hedef olduğumu bilmeden
Oluşturmuştum varımı yoğumu,
İsmini oluşturan harflerden.
Ne bilirdim kirleneceğini
İçimdeki senin
Dinlenmek isterse Zihnin hüzünlü bir ninni sükut edebilirim.
Yoruldu aşkın aydınlığı hayatın yoğun maskesinde...
Sükut apartmanının sükut nolu dairesinde sakin sakin sallanan bir beşiğin nazlı bir misafiri olsun hayata açık küçücük penceremden içeri korkmadan süzülen aşkın aydınlığı.
Herşey zıddıyla yaşanıyor hayatta madem
Öyleyse alabildiğine sükutta gizli kocaman bir ikrar olsun ilk kelam.
Ardından beşik diyelim herkes mekanı dar misafiri küçük bilsin.
Bitişi sancılıyorum,
kasvetin ıslanan bir tek noktası yok artık,
yokluğun,
kupkuru bir yakarış artık.
Neden mi? Niçin mi?
...
Yalnızlığım, can yoldaşım!
Sadece sen duyarsın,
Bakmadan ihanetime,
Ya da bak ama iyi dinle.
Ve sustular,
Her bir boğumunda tesbih edilen
o titrek eller,
açıldığında aşk eden
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!