Yardık koca dağları.
Aştık nice çağları.
Eğer sırrı arasan,
Yoldur Bengü taşları.
Karıştırıyordum, çayım ile birlikte sayfalarımı
Alacağınız olsun sayfalar! Yine içtiniz çayımı
Derdimi sardım tütüne,
Tam çekecekken içime,
Bir el uzandı elime,
Derdin derdim olsun. deyip
Alıp da çekti içine.
Yaşım oldu yirmi bir güzel bir telaştayım
Fatih’in İstanbul’u fethettiği yaştayım
Vurdu mu parçalayacak demir bir muştayım
Fatih’in İstanbul’u fethettiği yaştayım
Dağlar, zincirler, çağlar ve sina gibi çöller
Her geceden geceye
Mana bulur
Mana olur
Mana durur
Kaybolur
Nereye çeker beni ruhum
Geceye sessizlik düşer, yüreğime deli bir tay.
Umutlarım elimden tutmuş, gökyüzünde dolunay.
Durduramıyorum taşan yüreğime yeryüzü dar.
Barut kokusuna giden çılgınca gecelerim var.
Mıknatısla demir mi? İnanç duygu saçan dalga mı?
Karşımda ‘hu hu’lara karışmış bir sis bulutu vardı.
Havayı birden ciğer kokusu sardı.
Anladım ki biri ciğerini yakmış.
Meğer ALLAH aşkı ne de güzel kokarmış.
Gideyim çöl kumlarına gönül avcısı bulayım
Ya Hamza ebucehile vurduğun kırbaç olayım
Hız tutkusu ile motoruma çok kez söyledim
Rüzgarın saçlarımı okşayışını özledim
Ne yazdıysam imandan
İyisiyle kötüsüyle
Bana düşün dedin
Evrenin sesiyle
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!