Önünde ışıklı bir tahta
Elinde yazmaz kalem
Ders anlatma çabasındasın
Farkında değilsin
Boş bir uğraştasın.
Ne bir tahtadır
Kim demiş akan suya vurulmaz gem,
Takılıp toza olur sana merhem.
Etraftan seni izleyen gözler kem,
Çekilemez senli gözlere kalem.
Usul usul mordan kızıla dönüyordu ufuklar,
Ağız dolusu küfürler saçarken kargalar.
Kuş cıvıltılarına bile hüzün hakim.
Nereden çıktı bu es'sale, ölen kim.
Derken, koştu Asım sarıldı boynuma,
Hıçkırığın düğümü dolmuştu soluğuna,
Yollar boştu, sular serin,
Bir ses vardı, geceden derin.
Gözlerimin çiği düşmüştü yanaklarıma,
İsyanın küfrü dolmuştu dudaklarıma.
Kapanan gözlerinin acısına düşmüştü yüreğim.
Halim sensiz pek elim, pek vahim.
Sıcaktan şikayet eden çocuk,
Unutma kutuplarda çok soğuk.
Nafiledir sıcak ile soğuk,
Olur gökyüzü bize bir kovuk.
Muma üfleyen bir çocuk güler,
Tipimi var dışarıda,
Islıklar mı çalıyor,
Hiddetle esen rüzgâr,
Yanılıyorsun;
Dışarıda sevda haykırışları,
Sevda yakarışları var.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!