Yüreğim, tarifsiz fırtınalara mübtela
Yangınlara sel olan gözlerim
Sözlerim hülyalardan aşina
Ve ben özlemle beklenen seherlerin
Kutlu şafakların mecnunu
Abı hayattı sevdan bana
Duyulmamış nağmelerdi dilinden dökülen
Ya deryaları barındıran gözlerin
Aşkın meşalesini yakan ellerin....
.......
Suları ıslatmıştık sevdamızla
Bu gece gönlümde tarifsiz hüzün
Kendimi dağlara salasım gelir
Baharlar tükendi hükmü var güzün
Kuruyan gülleri yolasım gelir
Firakım ırakta sevgili için
Onunla geceler daha anlamlı
Yalnızlıklarım yangın dolu
Beynimden uçup giden asi akıl
Hükümranlığı başlar kalbimin
Yollarda hep izleri var
Çiçeklerde onu görürüm
İsyanı meslek seçmiş akıl
Kalp desen zülmüne uğramış nefsin
Tevbeler kurtuluş tevbeler nur
Azalardan damlayan sanki bir çamur
Günah kaldırımlarında ağlayan çocuk
Şu yağan yağmur mu yoksa
Gözyaşları yağar yağmura inat
Tevbe tevbe diye yırtar semayı
Şu çakan şimşek günahkar nefsime
Bekadan gelen himmet fırtınası
Günahlar mı akar bu bedenden
Yoksa yağan üstüme himmet midir
Gönül bu kuş misali uçar konar her yere
mayası temiz olan râm olur güzellere
Güzellerin şahı ki adı Şah-ı gülistan
Adı güldür kendi gül O sultanlara sultan
Zayoldu ömrümün gençlik yılları
Elde bir kaç hatıra gözyaşı kaldı
Çok baharlar bekledim yaz da görmedim
Tek mevsimlik bu ömür kışlara kaldı
Nedametlertle doldu her günüm anım
Artık ömür yolunu inerken adım adım
Ne dizlerde derman var ne de dilimde tadım
Kafdağına hapsolmuş gençlik artık bir hayal
Harcadım baharları şimdi kışlar yaşarım
Zamana geçmez hükmüm saatler sanki düşman
Tarihe nam salan o deli yiğitler nerde
Çinde mi Fizanda mı yoksa hangi ellerde
İzlerini süpürdü nankör dünyadan zaman
O yiğitlerin adı artık hikayelerde
Doğmalı doğudan yine bir kutlu güneş
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!