Gözyaşım mürekkep olup kağıda akar
Gidişin kalbimimi aman vermeden yakar
Her yanım senden kalma esinti kokar
Ayrılık beni müşkül eyledi güzelim
Aklımda hala, bana o şaşkın bakışın
Geceye uyandım gökyüzünde kasvet
Neye aç tenim,bedenim neye hasret;
Etrafım karanlık,aydınlık saklı
Sabaha çıkmak olur mu kısmet
Yüreğime dar gelir koca kafes,
Aşk dediğin ağlamak mı gecelerde
Aşk mı çeker gözlerime perde
Olmaz mı ortağın hiç bu derde
Kaybolmaz mı yaran kalbinde bi yerde
Mezara girmek mi aşk ölmeden
Bir yoldan geçiyorum izbe mi izbe
Yolun ucunda bir minare iki kubbe
Ayaklarım yerden kesiliyor uçuyorum
Beni buraya getirene avucumu açıyorum
Dilimin döndüğü kadar dua ve şükür
Şekle bürünmüş yalnızlık
Duruyor aynamın karşısında.
Yorgun bir tende hayat bulmuş
Dokunsalar göz pınarları kuruyacak
Sanki bütün dertler göz torbalarında toplanmış
Patlamaya hazır, şişkin göz torbalarında...
Bir gülde ararım gülüşünü
Güneşte sıcaklığını
Dünümde kaybettiğim seni
Bugünlerde ararım
Kayıp giderken ellerimden
Derinden bir feryat tırmalar kulaklarımı
Gaflet tüm vahşetiyle fink atar bedenimde
Yarından habersiz sürdürürken yaşamı
Bir sancı baş gösterir yorgun tenimde
Kimse bilmez nicedir bu ızdırap
Boğuluyorum hüznümün selinde
Her hücreme amansız hasret doluyor
Haykırıyorum dağa taşa avazımla
Gecelerime gün gibi nefret doluyor
Gölgelerden kaçıyorum karanlık her yer
Adın gelir aklıma unuturum adımı
Tutulur ayaklarım atamam tek adımı
Aydınlık da çekildi şimdi sırça köşküne
Yalnızlıkla baş başayım zifiri karanlıkta
Serilir tüm kabuslar gözlerimin önüne
Ağlarlar halime,güneş dahi şaşkınlıkta
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!