Bir zamanlar gün, onun adıyla başlardı,
Gözlerimde sıcak bir ışık,
Kalbimde yitik bir umut vardı…
Ama artık yok,
Sözler yorgun, bakışlar uzak,
Çocukluğumuz sessizdi soğuktu biraz
Bir anne gitti bir baba sustu
Ama sen vardın başbuğum
Bir dağ gibi bir sancak gibi
Sen konuşmazdın
Biriciğim, En kıymetlim.
Sen benim içimde kalan,
Yaşayamadığım, o saf ve rengârenk çocukluğumsun, şimdi seninle birlikte
Yeniden doğuyorum, o günlerin özlemini,
senin neşende dindiriyorum.
Evren suskundu, gök derindi,
Yıldızlar bile sessizliğe bürünmüşken,
Gök Tengri seslendi yüce katından:
"Türk milleti! Kalk ve yürüyüşe başla!"
"Kut verdim sana;
Bir adım ileri atsam… sendeyim.
Bir adım geri çekilsem… yokluğundayım.
Ve ben… bu ince çizgide…
Ne seninle var olabiliyorum…
Ne de sensiz kalabiliyorum.
Sevda gibi saklı bir sır yerleşmiş ruhuma,
Fısıldar gecenin sessizliği, çiçekler açar usulca.
Her kelime, bir rüzgâr gibi süzülür içimden,
Ve ben, adını anmadan anarım seni gölgelerle.
Gökyüzü mavi bir kılıç gibi serilmiş,
İyi ki hayatımdasın,
iyi ki yanımdasın,
Şu hayatta iyi ki varsın dediğim,
Bir tek sen varsın.
Bir mucizeye ihtiyacım vardı,
Allah karşıma seni çıkarttı,
Küçüklükte başladı hayat ile mücadelemiz.
Ayaz da kaldım , terk edip gitti kış güneşim.
Sonra ,
Sonrası yarım kalan adamın, yarım hikayeleriyle, yarım kalan hayatım.
Küçüktüm işte üzülürdüm, ağlardım, susardım.
Defter-i gamımı yırtup attım,
Hasret ile yandım, kalb-i hâmid cenk meydânında battı.
Şiirlerimi tekerrür ile okuyup delirmemek için yırtup attım,
Neyem sustu, feryâdım semâya-yı aşk-ı hâmid yükseldi.
MUHAMMED GENÇ




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!