Şen yağmurlar düşer bu ovaya
Dümdüz çiçekler açar şu kayaya
Habersiz akşam saatlerinde yarına
Bir umut doğar gece karanlığına
Hiçe bir kala düşer umutsuz aydınlığa
Mevsim kış
Saat 04.17
Ölümü kollarımda hissediyorum
Soluk benizli bir çocuk düşeyazmış
Sadece seyrediyorum
Şimdi anlamsız bir şiir kuruyorum
Gün batmış geceyi seyrediyorum
İçimde bir boşluk var seni hissediyorum
Öyle akşam olmuş gün batımını izliyorum
Dağar ne güzel kayboluyor gözlerinde
Sende uzak yollar var
Arkasında uzun virajlarda umudu aramak var
Mavi gök sana benden yakındır.
Yeşil ovada eflatunlar senin güzelliğini anlatır
Eser Samyeli yarınıma dolanır
Lüzumsuz hayatımda bir hare sensizliğe uzanır
vusulat taasubu mudur hicran
yoksa sende bendevi olan
bir taaliktir beşeri solukta soluk soluğa bırakan
bi maktu vakit geceyi güne sepeleyen
uzak bir nida se den sana giden
Şimdi sana da veda mı demeli
Beyazlar giymiş melekler
Sende yangında yanmışım küllerim savruk her yana
Sorsam melekler beni de alır mı yanına
Uzun soluklu bir akşam biliyorum yarın sabah
Ey sevgili nerde dünün melekleri
Cep cep oluk oluk ölümün ayak izleri
Ben sen o yitirmiş artık insanlar kelimeleri
Benim şehrim Serhad şehri
Vusulatı kimbilir kim görmüş
Şiiri düz yazı gibi yazıyorum
Bana ne sevgiliden sevmekten umursamıyorum
Sorsan şairim geçiniyorum
Bir yokluktur içimde depreşip duruyorum
Adı üstünde düz yazı gibi şiir yazıyorum
uzak kentin ışıkları
yalın ayak bu yokluğun rüzgarı
düşündüm gidenleri
anlamsızda anlam sordum yaşamak yarının mafsalı
toz zerresinden ne çıkar
Eski bir umut limanıma kırsa
Kırık kalbim düne uyansa
Yıllar yola meylalsa
Gelse zamana fi afitap
Dünkü güzelliğin gözümde canlansa
Mevali ruhum sana bitap
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!