Dünyada yok bir ram ola ki kul,
Kucak açmış duruyor kadim İstanbul.
Boğaza dolanmış, kıvrılmış Marmara' da
Ahengini gizlemiş, tepede; Çamlıca' da.
Çepeçevre surların başında süslü fesi,
Entari sallamakta sulara Kızkulesi.
Bir roman, bir sancı, bir şiirdi gidişin,
Hayatıma konulan son noktaydı gidişin,
Hasretinde boğulduğum ummanımdı gidişin,
Bu sabah yalnızlıkla baş başa uyandım
Oturdum bir köşede sevgilime ağladım.
Vapurdan indim elimde bavulumla
Üstümde kokuşmuş siyah bir ceket.
Yürüdüm yollarında çürümüş postalımla
Yıllardır hasretinde boğulduğum memleket.
Hızla ezberimde aştım dik yokuşları,
Sen gittin ya yağmurlu güz gecesi,
Çiğler yere değil, gönlüme düştü.
Vakitsiz akşamların çilekeş eşi
Derin uçurumlara ansızın düştü.
Şimdi oda boş, içim aynı ahenkte
SEN GİTTİN
Sen gittin, gittiğin an, gece ve hicran kaldı,
Baharı hoştu aşkın, kimsesiz güzü kaldı.
Sen gittin, “yar” dediğin, yarine hasret kaldı,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!