Yaşıyorum kendi kendime bu hayatı
Görüyorum yalnızlık kalabalığını
Belki hiçbir şeyden anladığım yok
Ama hissediyorum yaklaşan fırtınalar çok.
Seviyorum bazen yalnızlığı
Sessiz bir gece de kayboluyorken
Yıldızları seyretmeyi mükafat olarak görüyorum
Bu geçici hayatın bir cilvesi aslında
Hep bardağın dolu tarafına bakıyorum
Boş tarafına bakmayı insanoğlu sevmez
Baktığında hayatın kendisini gördüğü için sevmez
I.
"Eylül" ile başlar sonbahar
Kışlıklar Günyüzüne çıkar
Gardıroptan o en sevdiğin kazağı seçersin
Gözbebeklerini yavaşça dışarıya çevirirsin
Bak, yükler ağır gelir ustam!
Taşıyamazsın sırtında ki hançerleri.
Ben aşkın rengini bilemem ustam!
En ağır şekilde yaşarsın, yalnızlık kederini.
Dost yardımı şimdi sırta bıçak oldu
Aşk acısı çeker insan;
Gözleri dolar ve ardından gelecek olan yaşları bilircesine ağlar,
Hıçkıra hıçkıra, gözyaşları kuruyuncaya kadar ağlar.
Kalbi ağrır;
Sanki yüreğinden bir parça koparırcasına,
Bir daha o parça birleşmeyecek gibi ağrır.
Bir tabure üstünde yalnızlığımı yaşıyorum.
Yol aldım ben, uzak diyarlara gidiyorum,
Bu köhne yeri bırakarak
Tenha ve engebeli yolları aşarak gidiyorum...
Son kavgamızı sırtlandım gidiyorum
Geride bıraktığım bir yığın güzel anı
Hayat ince bir tabakadır
Ve ''O'' ince tabaka en sağlam tabakadır.
İnsan doğar ve büyür,
Yaşam git gide zorlaşır.
Tabaka yavaş yavaş aşınır
İnsan zedelenir çöker yıpranır.
Bazen tek bir kelime yetiyor
Tek bir hece,
Tek bir söz,
İnsanın kendini anlatması için yetiyor.
Seninle her konuşmaya çalıştığımda,
Karanlık bir yolda yürüyorum
Omuzlarımda günün yorgunluğu
Ellerimde yılların eskiliği
Bitkin bir halde yürüyorum
Alnımda kader çizgim
Yapayalnız bekliyorum karşı kıyıda
Kalbi kırık, aklı gidik biri olarak bekliyorum.
Gözlerim uykusuzluktan yorgun,
Ama kendimi güçlü sandığım için ağlamıyorum.
Yanımda öfkemi de getirdim
Bencil insanlar yüzünden getirdim öfkemi
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!