Artık üzerime bir parça gazete örtülmeli
Ve yükseltmek için milletin nabzını, alenen
Beni şu sıcak kaldırıma, tebeşirle çizmeli
Yüzümde ay serinliği ile seyretmek isterim
Son bir defa çalarken ışığıyla ruhumu
Artık gelmeli ofis dolmuşları ahşap duraklara
Seni hatırlıyorum her şeyde dediğin üzre
Bu düşüncenin açlığıyla beynim guruldarken
Kollarında ölmek için
Çılgın bir isteği doyurdum kendi öz içimde
Aclığım, beni ben yapmıyor artık
Dağlar dolmuş olsa da aramıza
Namütenahi bir yerdeyim
İçimdeki sen fevkalbeşer
Bu yüzdendir merdümgiriz
Tumturaklı düşünceler
Haddizatında sen değilsin
Gördüğüm zevahir
Sonra tanıdık bir yüz aradım
Fakat yanından geçtiğim bu çiçekli bahçe
Diğer dünya insanlarının
Mermer pencerelerinden bana baktılar
Bakışları taş kesilmiş ve siyaha çalar
Söyle genç adam
Memnun musun olanlardan
Hayatın başındasın, ömrün ortası
Söyle genç adam
Sen Orhan mısın ya da Cahit Sıtkı
Tam yeridir susmanın
Biliyorum
Okunacak bu yazdıklarım
Acı bir fon eşliğinde
Tuzlu katreler seslendirecek
Kanlı mısraları
Ardından
Söylenmemiş merhabalar,
Edilmemiş iltifatlar biriktirdim
Ve henüz yazılmamış şiirlerim var
Dahasını da bilsen keşke
Artık hayat bulmalı bu mısralar...
Milyon yıl öncesini gördüm, elinde yay bir kadının
Yüksekçe bir beton, önünde dizüstü milyonlar
Hükmeder kısık gözleriyle bu minik kahin aleme
Bastığı yerler bahçedir papatyadan, puldan, kumdan
Çatarsa kaşlarını, içimiz beter olur bir avuç hardan
Hayranız, meczubuz, gülse yüzünde evren çeşit umut
Kayıp bi potkalım
Dalgalarla dertleşir
Maviliklerle yatarım
Her fırtınayla kaybolup
Yem olurum yalan balıklarına
O okyanuslar senin
Sen, sokak sokak gezen
Kafamın içinde ses doğuran adam
İyi işler peşindesin,
Bu ay senin, beynimin içindesin
Sen, uykulara haram işindesin
Kafamın içinde beynimi tokmakla
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!