Yağmurlu bir Eylül akşamıydı.
Gidiyordun.
Hiçbir şey söylemeden.
Gidiyordun.
Neden diye sormama izin vermeden gidiyordun.
Korkuyorum, seni beklerken
Seni bir daha görememekten,
Sesini bir daha duyamamaktan,
Baharıma kavuşamamaktan korkuyorum.
Sensiz geçen gecelerin sabahında
Bir gün yenik düşersen sevdaya
Sende anlarsın elbet halimi
Yitirirsen gündüzlerini,
Bulursan kendini
Sonu gelmez gecelerde
Sende anlarsın
Fon müziksiz şiir olmaz bence.
Fon resimsiz şiir…
Her müzik şiirdir çünkü.
Ve de her resim.
Müzik notaların şiiri,
Resim boyaların.
Örterken perdesini gece
Yarışamaz gönlümdeki tek bir kıvılcım ile
En derindeki volkanlar bile
Bir damlacık hasretin bile yeterken ecele
Koyun koyunayım ölümle bu gece.
Her saatle bir kadeh özlem daha gözlerine.
Yağmur damlaları vurur pencereye
Her biri ayrılığın bir habercisi
En zor geleni bu sevene
Sevse bile bin kere
Aşk çıkmazına girdimi
Derman aranmazmış derde.
Ben yalnızlıklar bilirim,
Hasretler içinde.
Ben ağlamayı bilirim,
Hıçkırıklar içinde.
Ben susmayı bilirim,
Bir güneşi daha uğurlarken şehrin ışıkları,
Gecenin karanlığı kaplar yalnızlıkları.
Aşk şiirleri, sevda şarkıları,
Bu yalnızlıkların en güzel tarafı.
Susarken gündüzlerin şen şakrak kahkahaları,
Karşılar yalnızları gecenin hüzün durakları.
Ömür kısa bir zulüm
Ayyüzlüm;
Bir de bakmışsın önce olmuşum iki büklüm
Verilince son hüküm
Gelmiş sabaha karşı bir sessiz bir ölüm
O zaman imkânım olsa
Sensizlik artık bu şehrin adı.
Puslu gökyüzü, köhne binaları,
Adımlarına muhtaç sokakları,
Hasretinle uzayan geceleri var.
Sensizliğe ağlayan bulutları,
Özlemine yelken açan gemileri,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!