Ben Muhammed Bakşi. 1999 Manisa doğumluyum. Lise öğrencisiyim. Pek kendi alanıma girmese de sayısal okuyorum. Yazı yazmayı, şiir yazmayı küçüklüğümden beridir seviyorum. Yazıya olan ilgim her daim sürüyor. Şiir yazıyorum ve bir gün şiirlerimi kitap haline getirmeyi düşünüyorum.
Aynı zamanda sayısal alanında uğraşmayı da çok seviyorum. Mimarlık konusunda ve çizimlerimde de bir o kadar iyi olduğuma inanıyorum. Yazı yazma konusunda kendimi geliştirmeye çalıştığım gibi bu alanda da çaba sarfediyorum.
Okul bitince Yazarlık alanında kariyer hedeflerim var. İleri de kitaba, şiire yönelik bir kafe açmayı istiyorum. Bilgi, kültür, yazıların olduğu ve okumayı seven her insanın geldiği bir kafe hayal ediyorum. Bunlar için oldukça zaman var tabi ki. İşletme alanında en çok İnsan Kaynaklarını seviyorum. Daha özgün ve daha insanlarla iç içe olmayı gerektiren bir departman. İnsanları tanımak, işe almak, psikolojilerini öğrenmek çok güzel bir şey. Zaman buldukça psikolojik kitaplar okumamın en iyi yanı insanları tanımaya başlamak oldu. İnanmak başarmanın yarısı derler. Öğrenci olarak tabi ki benimde hedeflerim var. Bunları gerçekleştirmek içinde uğraşıyorum.
Makale işi sevdiğim bir iş. Daha önce de makale yazdım ve bundan gelir elde ettim. Yazmayı sevdiğim için bu konuda hiç zorlanmıyorum. Yazmayı seviyorum. Bunun en güzel yanı, belirli süre sonra kelime dağarcığınızın gelişmesidir. Yazmak ,başka bir dünyanın kapılarını açmaktır.
Hayatım kısmına yazacak daha dikkat çekici şeyler koyabilirdim fakat benim hayatım yeni başlıyor. İyi seyirler...
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!