aslında içimden ne geliyor biliyormusun...
gecenin Ud’unu dinlemek Emirgan’ın göbeğine
rüzgar ney nameleri üflerken kuru yapraklara,
ben sensizliğe bilensem, hiç bilmeden…
sabahın ayazı vurmasa da sensizlik kadar,
Bir yaprak göğün nefesinde kayboldu,
Rüzgarımdır, hesapsız yürek çırpınışlarım,
Kaybettim tüm tutkularını ömrümün,
Yüreğimde bir tek, rüzgar ve nefes kaldı.
Umuda gözlerimi diktim.
Bir ateş yaktım yüreğimin tam ortasına
Isınası ruhları,ısıtmak adına.
Güneş gibi yalın kılıç çıktım,
Tağut karşısına.
Kalp atışlarını duymazdan gelip sevdanın
İğne deliğinden alan seller gibiyim.
Hayretteyim dokundu kalbime,
Sevginin tebessümü.
Baharın toprağa,
Kelebeğin çiçeğe dokunuşu gibi.
Hayallere bulandı sevdalar.
Bir çocuğun neşesi kadar masum muydu hayat? ? ?
Gülüşünde kaybolacak kadar çocuk muydu…
Heyhat kararıyor aydınlıklar,
Uykuları bölünüyor çocukların.
Saadeti arayan bunca yığın,
Bilmem daha ne kadar dayanır,
Canan’a can tüketti bu yürek…
Nefesinde solurum sevgilinin adını.
Heyecanım bir bakışıdır.
Sözüm Sana’dır…
Kalemim var, ama ben,
Yazamam aşkını,
Ne yere, ne de göğe.
Aczine düştüm sevdanın.
Sen sevdahane,
Yıldırımlar ateş pahasıydı,
Kelimeler yetmiyordu susuzluklara,
Ve insan bir nefes çekti özüne...
Yani çekmeliydi aslında...
Ve bir Ebuzerr bildi kendini,
Çünkü bilirdi ki; asillik, asilikdeydi.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!