Sizlerle dertleşmek adına parmaklarımı klavyeye uzattığım kimi zamanlarda fikrimin can çekiştiğini, cümlelerin karanlıklar ardına gizlenip izini kaybettirdiğini hissediyorum. Bu zamanlarda ruhum sıkılıyor, düşüncelerim bir ışığa visal olmak için alabildiğine koşuyor. İnceden bir özlem duyuyorum. Hemen gelmek ama hiç dönmek istemiyorum.
Hüzünlerimi satılığa çıkardım; mutluluğa doymuş bir fukara arıyorum. Yaşadıklarıma ve yaşayacaklarıma “kader” deyip geçiyorum. Yaşamak isteyip de yaşayamadıklarımın suçunu ise irademin üstüne atıyorum. Dehlizler ötesinde yitirdiğim irademi gufrana teslim ediyorum.
Önce bir “oh” çekiyorum; “yaşanacak günler varmış daha…”
Başımı kaldırıp gökyüzüne bakıyorum. Maviyle kucaklaşıp sarıyla tahassür ediyorum. Kalb-i Selim olmakta fayda vardır deyip içimi dinleyince bir ışık ordusunun bana doğru koştuğunu görüyorum. Sanırım istediğim de bu. Işığın tesirine müptela olup, karanlığa müteessir olmaktan kaçıyorum.
Avuçlarımı semaya kaldırıp yüzümü istenilenin en güzeline çeviriyorum. İstiyorum, istiyorum, istiyorum…! Ben bir kere “Allah” desem gökten elli defa “lebbeyk” sesi duyuyorum. “Kulum benden bir isteğin mi vardı, bir arzun mu vardı” seslerini işitiyorum.
Yaratılma sebebimin sefa sürmek değil, cefa çekmek olduğunu idrak etmenin huzuruyla ötelerde bulacağım ihsanı hayal ediyorum.
Sahip olduklarımın hatırına sahip olamadıklarımın zihnimi yormasına izin vermiyorum. Bir defa yaratılıp bir defa ebediyete uğurlanacağımın bilincinde edebildiğim kadar şükür ediyorum.
Yalandan, riyadan can havliyle uzaklaşıyorum. Ruhumu muhabbetle besliyor, gözümü gönlümün gözü gibi açıyorum.
Önce bir “oh” çekiyorum; “yaşanacak günler varmış daha…”
Yüreğime bir serinlik geliyor. İnceden bir özlem duyuyorum. Hemen gelmek ama hiç dönmek istemiyorum.
Muaz KalaycıKayıt Tarihi : 30.7.2009 15:33:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!