Muğlak Düşün Islanmış Maşukuyum Zindenaz

Ne kadar silersen kurumaz seven için dökülen gözyaşları. Tek tek ruhun defterine yazılmıştır, izi hep kalır Zindenaz.
Bir damlaya düş eklenmiştir, en derine kadar inmiştir.Sızısı sözdür,yeni şarkılar, şiirler, yazılar,algılar, özsel diyaframlardır.
Hele senin gibi güzelin yanakları ıslanmışsa kurumaz vicdanımdaki muğlak balçık.
-Hüzün gemisi kaptan eder beni. Yunus’ u affeden sulara mı yoksa Bermuda üçgeni’ne sürekler bilinmez. Batmaz denilen Titanik’in kaptanıyım. Bitmez denilen Nazlıcanlı aşkın, sonrasızlık erkiyim.
-Fethedilmez denilen İstanbul’un tanıyım. Yıkılmaz denilen Çin Seddinin viranıyım. Bitmez denilen Taç Mahal’in Babür haliyim.
Gözlerimde sen, sözlerimde sen.Bütün ilklerin iliklerine kadar sundum kaderimi.
*Sen varsan keder beğenmez bizi.
Noterde tasdiklettiğim bu yeni aşkın kınını batırma sineme.Kanamaz bu yürek. Kanayacak yeri de yurdu da sinesi de yoktur bilesin.
• Yürek dediğin bir et ve ruhtan müşteki değil. Yürekte bütün duyguların çeşnisi, bütün özlemlerin çeşmesi, bütün istemlerin suyu, bütün algıların geni, bütünü de bütün eden edenlerin saflığı var.

• Aşka sormalı geçitleri yüreğine bağlı yollarımızı. Dağlarını delen Ferhat olsam da geçilmez denilen geçitlerinden geçmek zordur. İlginle, sevginle, damlalarınla, istemlerinle açarsın yolu. Bir sözün düşer çığ gibi yoluma. Altında kalırım; ölümle şakalaşır dirilirim tutkunun utkun sonlarına.
• Aşk damarına atomlar bağladım.Paramparçalarına ayrıldım. Permalarımı topla sevgi sözlerinle.
-Ben geldim üstelik salına salına, üstelik üstsüz tutkularla, üstelik senden daha bin parçaya bölünerek.
• Bırak matemleri, bırak eskitemediğin yaranı, bırak her şeyi.Ben bırakılmayacak kadar aşktan özel sendeyim .
İşte Zindenaz böyle konuş ama istersen de gelme derim. Bir maşukun dermanı bu sözsüz romanlardır.

Klavyenin tuşlar gibi ufalıp düşlerin dünleri gibi büyüyüp seni yazmak da benim ödevim. Hiç bitmeyen aşkın destanısın. Manas’ı yırtıp attım. Aşk Er Tunga benim.
Hiçbir ruha tanımlanmayan bir karakterin terlenmemiş özüyüm. Sözüm kadar sadığım sevgine. Sandığa gerek yok sadıklığınla gel.
Aşk, serabı zorlayan özleyişin susuz umudun buhurudur.Ç’ölüne değil, diri kaldığın aşk vahalarına ekledim vavlarımı.
-Elif kadar alnın açık olsun kitabımızın ilk hecesinde. Aşk ilk harfi hep sever. Aşk ilk harfin bütünlerinde kalır.Aşkın ilk harfi bütün harflere denk bir şekilde akar.
-Bu yüzden bütün harflerden önce, senden önce, aşktan önce adının ilk harfine meftun oldum.Önce ruhumda meridyenlerin çakraları göründü. Önce ışıksal enerjin aktı ışıldamalarıma.Önce sezgilerime aldım özünden öncesini. Tinle yazdım seni.
Tenine gelecek vakalarımı topladım. Gayrı yarının yatağı hazırsa yarine.
-Ben geldim, ben’e geçerek, benden vazgeçerek Zindenaz.