öğretmen;
herkesten para toplar
hemen yemek hazırlatır
‘el-pençe divan’ durur
horoz, rakı, yoğurt turşu buldurur
valizine bal-peynir,
süt, yoğurt, dolaz doldurur
okul hayrına diye,
para istenmezdi hiç kimse
ya da onlar da fırsat kolluyorlardı ki
kollamazlardı öksüzü-yetimi
yaşlıyı, fakiri, Allahın garibini
kimsenin okumayacağı
müfettiş kitaplarını satar
bilmezdik
“çiçeklerin dili”
ne işimize yarar
hangi imt(ih) anda çıkar
ne verir, ne öğretirdi
hiç birimiz anlatılan çiçekleri
görmemişti,
koklamamıştı,
rengini bilmezdi
hatta adlarını bile telaffuz edemezdi
bi dene nergis vardı aş(i) na olduğum,
Keklikoğlunun kızı
ağabeymin akranı
onuda ben bilmem,
çok oldu şehre göçeli
sanmıyorum o kitaptan alanlar
“çiçeklerin dilini” okumuş olsunlar
belki de kitap okumaktan bu yüzden caydılar
karacahil kaldılar
öğretmen,
müfettiş, müfettişin kitabı belki müsebbi
ama; hemen herkes aldı o kitaptan
o kitabı alannar sayasında yırtdık
sıra dayağından
öğretmenimiz de memnun du artık
bilmekten,
öğrenmekten
öğretmekten
farklı şeylerinde olmasından
bu sayede öğrendik çiftçiği
Kayıt Tarihi : 29.1.2007 12:32:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
öğretmen; herkesten para toplar hemen yemek hazırlatır ‘el-pençe divan’ durur horoz, rakı, yoğurt turşu buldurur
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!